menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

VALLAH BİLLAH OLMAZ DEDİM FAKAT…

8 1
11.05.2025

Bugün, “Bahar havasıyla rahatlayıp dinlendirici bir pazar yazısı yazayım, dedim.” fakat…

Havaların ısınmasıyla hoş toprak kokusu da etrafı kuşatır. “Gelince bahar ayları gevşer gönül yayları” derler ya havaların ısınması kimi ruhlara bir huzur bir sükûnet verir içi içine sığmaz olur. Öyle ki koşmak ister kırlarda, bayırlarda yeni yeni açmış kır çiçekleri arasında, bağlar bahçeler arasında… Badem, kaysı, erik çiçeklerinin enfes kokuları arasında…

Lalelerin, nergislerin, kuşburnu güllerinin, minik menekşelerin arasında dolaşmak, onların yüzlerini görmek, kokularını ciğerlere doldurmak ister.

Islatmak ister ayaklarını, ayakkabılarını hatta çoraplarını sabahın erken saatlerindeki parıldayan, erkenden uyanıp açan kır çiçeklerinin yanaklarına kondurulmuş birer buse izi gibi duran çiylerle…

Ya da akşam sevgilisinden ayrılıktan dolayı sabahlara kadar yârin gözlerinden akan gözyaşlarının âşık nazarında nebatat üstünde seherde çiylerin oluşması ve onlarla ıslanmak…

Bu duygularla koşup koşup nefes nefese kalmak, sırtını bir ulu ağaca verip etrafı seyretmek, kâinatı okumak…

Kâinatı okurken kâh Satürn halkalarına binip onlarla Mevlevi misal dönmek kâh bir hücrenin içine girip maşukun vücudunda deveran eden kanla seyahat etmek…

Gökyüzünün muhteşemliğini temaşa lezzetini alırken serçelerin kırlangıçların hızlı hızlı uçmaları adeta büyük şehirlerde işe yetişmek için koşuşturan insanlar gibiydi… O hızda oluşan boğucu uğultulardan farklıdır serçe ve kırlangıç cıvıltıları… Bu sesler dingin bir atmosfer oluşturup rahatlatmaktaydı ki…

Bunları zihnimin guddelerinde dolaştırırken kahkahalarla gelen arkadaşlar, içinde bulunduğum kısmen yakaza kısmen düşünce yolculuğundayken o yolculuktan alıkoyarlar beni.

Gelip yanıma oturdular, fakat o da ne gülmedir ki yıkılmakta ortalık.

“Hahaha” diye gülmekten sırtüstü düşecekti biri. 32 dişiyle küçük dili bile görünüyordu o kadar güldü güldü ki gülme krizine girmişti.

Gülerek “Vallah billah yalan söylüyorsun, olur mu böyle?” dedi, fakat gülmekten böyle dediğini bile zorlukla anlayabildim.

Hayret etmesi normaldi, mantıklı bir üniversite mezununun böyle akla mugayir bir olayı anlaması da beklenmezdi. Çünkü beşeri ya da ilahi hiçbir kanunda bunun yeri yoktu…

“Ne oldu, cennetle mi müjdelendiniz, nedir bu gülmelerin sebebi?” soruları bir müddet daha kahkahalar arasında sisler içinde kalmış hakikat gibi bekledi kahkahaların........

© Başkent'te Karar