menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Felaketlere karşı en güçlü silahımız uzayda mı?

19 18
03.06.2025

Bir deprem anında sarsılan binalar kadar, susan telefonlar da yüreğimizi sıkıştırır. Fırtınaların ortasında kopan kablolar, sadece elektriği değil, umudu da keser. Ne var ki, teknolojinin bir kolu var ki bu kaostan etkilenmez: uzay. Yeryüzündeki sistemler çökerken, gökyüzündeki uydular görev başındadırlar. Onlar, sessiz ama etkili bir biçimde afet anlarında insanlığa yardım eli uzatır. Ve bu yardım, gün geçtikçe daha da kapsamlı hale gelmektedir. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi uzay teknolojileri sadece Aya veya Mars’a gitmekten ibaret olmayıp, günlük hayatımızı daha konforlu ve güvenli hale getirmekle de ilgilidir. 2024 yılında İspanya’da yaşanan büyük elektrik kesintisi sırasında yerel altyapılar devre dışı kaldığında, NASA ve NOAA'nın ortak çalışmasıyla yörüngede görev yapan NOAA-20 uydusu, ülkenin ışık haritasındaki ani değişimi anlık olarak kaydetti. Bu, yalnızca bir “görüntü” değil; aynı zamanda kriz yönetimi için altın değerinde bir bilgiydi. Işık kaybı yaşanan bölgeler, ilk yardım ekiplerinin öncelik listesine girdi ve hızlı müdahalenin bel kemiğini oluşturdu. Göründüğü üzere uzaydaki uydular artık sadece hava durumu raporlamıyor; aynı zamanda kritik kararların temelini de oluşturuyorlar ve aynı zamanda gerek savaş gerek felaketler esnasında ulusal ve uluslararası iletişim sağlayıp uzaktan algılama teknolojileriyle doğru yerde doğru müdahalenin yapılmasını da sağlıyorlar.

Bu örnekler, uzay teknolojilerinin kriz anlarında nasıl görünmez kahraman haline geldiğini kanıtlıyor. Yer tabanlı iletişim sistemleri, depremler, seller veya kasırgalar gibi afetlerde kolaylıkla zarar görür. Ancak alçak yörüngede dönen iletişim uyduları, bu kesintilerden etkilenmeden veri iletimine devam eder. Bu özellikleri sayesinde, kriz anlarında arama-kurtarma, afet yönetimi ve sağlık hizmetleri arasında iletişimi........

© Aydınlık