menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anlayana-2

23 1
02.08.2025

“Olmaz ol alacakaranlık!

Yerin dibine bat alacakaranlık.

Ne aydınlık, ne karanlık…

Varsa da yok…

Yoksa da var…

Var gibi de yok,

Yok gibi de yine var…”

Aziz Nesin

Günden geceye, geceden güne dönerken bir tür arada kalıştır alacakaranlık. Arafta kalma duygusu tuhaf bir huzursuzluğu da barındırır. Arafta kalmanın belirsizliği devrimci bir bilinçle aşılamazsa karanlığı boylarsınız. Aziz Nesin usta işte bu yüzden olanca gücüyle saldırmıştır alacakaranlığa. Ve tüm özlemiyle çağırmıştır aydınlığı “…gel ey aydınlık, gel!” diyerek şiirin sonunda.

Çünkü alacakaranlığın sonu aydınlığa değil karanlığa sürüklendiğinde insan için karabasan başlar. Buna küfretmeyecek de neye edecektir şair.

Her dönüşüm büyük tartışmaları, hayal kırıklıklarını ve sancıları taşır bağrında. Önyargılara, tabulara, alışkanlıklara ve en çok da değişime olan dirence karşı verilir bu kavga.

Her zaman aydınlık galip çıkamasa da bu kavgada diyalektik olarak yazgılıdır her iki kavram birbirine. Çünkü her iki kavram da bir diğerine göre tanımlar kendini.

En çok da bu geçiş anlarında silikleşir anlamlar. Bu yüzden kaybolur bir ara gerçeklik duygusu ve bir anlam veremezsiniz gördüğünüz şeyin aslında ne olduğuna.

Duyularınız sizi yanıltır. İşte o an aydınlığa koştuğunuzu sanırken aslında üzerinize gelen ve sizi yok edecek olan arabanın ışığına........

© Aydınlık