AB ülkelerinin silahlanmasının arkasındaki gerçekler
AB ülkesi, Almanya, Fransa ve Hollanda… Üçü de ekonomik açıdan zora girdiler. Resesyonla boğuşuyorlar. Alman Sanayi ve Ticaret Odası (DIHK), ülkenin 2025 yılında üst üste üçüncü kez resesyona gireceğini öngörüyor. DIHK'nın son ekonomik anketine göre, iş dünyası ekonominin 2025 yılında yüzde 0,5 oranında daralmasını bekliyor. Bir zamanlar ekonomik bir güç merkezi olan Almanya'nın 2025 yılında blokun en zayıf gelişim gösteren ülkesi olacağı tahmin ediliyor.
Audi de dâhil olmak üzere Alman otomotiv şirketleri Meksika'da otomobil üretiyor ve ABD’ye satıyor. Öte yandan Almanya’nın neredeyse on yıldır en büyük ticaret ortağı Çin Halk Cumhuriyeti. Scholz’un 2024’teki Çin gezisine Mercedes-Benz, BMW gibi otomotiv sektörünün üst düzey yöneticileri yanında Siemens, Merck ve Bayer gibi büyük sanayi kuruluşları da katılmıştı.
Mercedes-Benz CEO’su Kallenius, daha Çin’deyken Alman yayın kuruluşu ARD’ye verdiği demeçte, Çin-Almanya ticari bağlarının “yalnızca geliştirilmemesi” aynı zamanda “genişletilmesi” gerektiğini, “hedeflerinin bu kadar büyük bir pazardan çekilmek değil, konumlarını güçlendirmek” olduğunu söylemişti. BMW’nin yöneticisi de Çin’e yatırımda, “risklerden çok fırsatlar” görüyordu.
Bu ne anlama geliyor?
Trump ABD’sinin kendi iç pazarını ve üretimini korumasının yanında Çin’le giriştiği ticaret savaşı ve gümrük duvarları, bir de bunlara Meksika ve Kanada’yı da eklerseniz Almanya’yı doğrudan etkiliyor.
Kuşkusuz Doğu Akdeniz’de egemenlik kurarak ticaret yollarını tutmak, böylece Çin’i hem ekonomik hem de siyasi etkinlik açısından durdurma hedefinde olan Trump yönetimindeki ABD’nin AB ve Almanya siyaseti de önümüzdeki dönem Alman ekonomisinin krizini çok daha fazla tetikleyecektir.
Almanya’nın toplam ihracatının çok önemli bölümünü bilindiği gibi otomotiv sektörü oluşturuyor. Almanya'nın otomotiv endüstrisi geçen yıl krize girdi ve Volkswagen gibi bir zamanların güçlü otomobil üreticileri fabrikalarını kapatıp binlerce kişiyi işten çıkardı; 2030’a kadar 35 binden fazla çalışanı daha çıkaracak.
Bütün bunlara ek olarak Trump, Nisan ayından başlayarak gıda ithalatında yeni bir gümrük vergisi rejimi uygulamayı öngörüyor. ABD dışından gelen hiçbir tarım ürünü yerel olarak üretilen mallarla rekabet edemeyecek. Almanya’nın en çok ihracat yaptığı ülke bilindiği gibi ABD.
Bütün bu gidişi durdurmak mümkün mü?
Daha 2020’lerin başında Alman ekonomik düşünce kuruluşları “Rus gazı kesilirse Alman ekonomisinde sert bir resesyon görülür” diyordu.
Öyle de oldu. Rusya’ya yaptırımlar, döndü Almanya’yı ve AB’yi vurdu.
Ayrıca Atlantik sisteminin tıkanıklığı ve başaşağı gidişi her alanda etkili oluyor.
Genç ve üretici nüfus giderek eriyor.
Uyuşturucu, LGBT, gelecekten ve değiştiricilikten umutsuzluk yalnızca Almanya’yı değil bütün Atlantik ülkelerinin toplumlarını sarıyor.
Avrupa Birliği'nin (AB) rekabet gücünü koruyabilmesi için kalifiye işgücüne ihtiyacı var. Her beş şirketten dördü ihtiyaç duydukları doğru becerilere sahip çalışanları bulmakta zorlanıyormuş. 42 meslek dalında işgücü açığı var.
Bunun için başvurdukları yöntemleri ülkelerini işgücü piyasasını cazip hale getirmek.
Ayrıca şu gerçeğin de farkındalar.
Uyarıyorlar:
“Avrupa Birliği'nin insana ihtiyacı olacak ama Çin, Hindistan ve Arap ülkelerinin de olacak. Arap ülkeleri, ülkelerine çalışmaya gelen insanlara muazzam maaşlar sunuyor. Avrupa Birliği uyanıyor ama bunu çok hızlı yapması gerekiyor.”
Çok kutuplu dünyaya geçiş ve Asya’nın yükselişi bütün taşları yerinden oynattı.
Almanya’daki son seçimin sonuçları da bir gösterge; sürpriz değil.
Almanya Federal Toptan, Dış Ticaret ve Hizmetler Birliği (BGA) Başkanı Dirk Jandura, 2025'te daha fazla firmanın yüksek maliyetler nedeniyle sektörden ayrılmasının beklendiğini söylüyor: “Büyük şirketler taşınıyor, orta ölçekli şirketler sıkıntı çekiyor veya kapanıyor.”
Jandura’ya göre “yüksek enerji maliyetleriyle ilgili sorunların ele alınmaması durumunda kimya, metal ve makine mühendisliği sektörlerindeki üreticiler ülkeyi terk etmeye devam edecek.”
BGA’nın başkanının yorumu çok açık ve net: Bu, Almanya'nın bir iş yeri olarak iflasının ilanıdır!
Fransa’nın durumu da benzer. Yıl sonu ekonomi rakamları beklenenden daha kötü geldi. Fransa 2024’ün son çeyreğinde yüzde 0,1 küçüldü. Bütçe açığı üç trilyon avroyu geçti.
Hükümetin açığı kapatmak için vergi artırımı getirmeye kakışması üzerine dev şirketler isyan bayrağı açtı. 2025’te 100 binden fazla işçi........
© Aydınlık
