İsrail saldırganlığının dünya ekonomisine etkileri
Soykırımcı İsrail’in nükleer enerji ile ilgili müzakereler devam ederken İran’a saldırması dünya gündemini değiştirdi. Savaşla ilgili çeşitli senaryolar gündeme gelirken Hürmüz Boğazı’nın kapatılması konusu tartışılmaya başlandı. Savaşın şiddeti artar, yaygınlaşırsa ve boğazın kapatılması gündeme gelirse ne olur?
Hürmüz Boğazı, dünya ekonomisi ve küresel enerji piyasası açısından son derece kritik bir jeopolitik noktadır. Boğazın önemi, özellikle petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) taşımacılığında yoğunlaşmaktadır. Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi ile Umman Denizi arasında yer alır. İran ile Umman arasında en dar yeri 34 kilometredir. Dünyada deniz yoluyla taşınan petrolün yaklaşık yüzde 20’si bu boğazdan geçmektedir. Günde yaklaşık 17-20 milyon varil petrol Hürmüz’den taşınır. Kuveyt, Suudi Arabistan, Irak, BAE, Katar ve İran gibi büyük petrol ve gaz ihracatçılarının ana çıkış noktasıdır. Dünyadaki LNG ticaretinin yüzde 25’i Hürmüz Boğazı’ndan geçer. Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore gibi enerji ithalatçısı ülkeler Hürmüz’e bağımlıdır. Alternatif nakliye rotaları yetersizdir (örneğin Suudi Arabistan’ın boru hatları sınırlı kapasiteye sahiptir).
IMF'nin ‘Küresel Piyasalar Monitörü’ raporu petrol fiyatlarının 75 dolardan 130 dolara yükselebileceği konusunda uyarıyor, bu da gelişen ekonomiler üzerinde derin etkilere ve merkez bankalarının enflasyon yönetimini zorlaştırmaya yol açabilir. Merkez bankaları faiz indirimlerini erteler, yakıt sübvansiyonları ve rezerv petrol stokları artırılır. JP Morgan da aynı fikirde; Hürmüz’de geçici bir kapanış petrol fiyatlarını 100–130 doların çok üzerine çıkarabilir. ABD gibi gelişmiş ekonomilerde enflasyonist baskıya neden olabilir; ABD TÜFE'sinde 1–1,7 puan artış görülebilir. Enerji ithalatçısı ülkeler olumsuz etkilenir. Çin, Japonya, Güney Kore gibi ülkeler enerji kıtlığı yaşar. Elektrik üretimi, sanayi ve ulaşım sektörlerinde aksaklık olur. Dünya ekonomisinde enflasyon artar, büyüme........
© Aydınlık
