Yaz ayları gelince dam başlarına tahtlar kurulur, etrafı bezlerle çevrilir, uyarsa bir de cibinlik…
Mor mavi gökyüzüne bakıp, yıldızların ışıltısıyla rüyalara dalınırdı. 30-40 yıl öncesinde, geçmiş zamanların Batman’ında.
Temiz bir hava, hafiften serin bir esinti, gökyüzünde yıldızların ışıltısı… Şimdilerde hayat modernleşti. Ne eskisi gibi dam başları kaldı, ne de tahtlardan bir eser…
Kentlerde pencereyi açık bırakıp uyumanın keyfini çıkaranlardan mısınız? Bunun hoşa giden birçok yanı var. Ancak gerçekte, derin bir uyku çekmek için her zaman en iyi hareket olmayabilir. Ancak pencere açıkken uyumanın riskleri olabilir. Hemen itirazınızı duyar gibiyim! Peki, yatak odanızı açık havaya açmanın tam olarak nesi kötü?
Ben de diyorum ki;

Mevsimsel alerjiniz varsa, uyurken pencereyi açık bırakmak semptomlarınızın başlamasına zemin hazırlayabilir. Hele esintili havalarda rüzgarla uçuşan polen, küf ve başka dışarıdaki alerjenler pencereden içeriye süzülebilir. Bunun ispatı, başucunuzdaki komidinin nasıl tozla kaplandığını parmakla kontrol edebilirsiniz. Bunun sonucunda; sabahları tıkalı burun, kaşıntılı burun veya gözlerle uyanmanıza ya da öksürmenize neden olabilir. Hatta sabahları ağız kuruluğu veya baş........

© Aydınlık