ABD Başkanı Donald Trump, iktidarının ilk yılında “Rahip Brunson’u vermezseniz ekonominizi mahvederiz.” diye tehditte bulundu. Trump ikinci döneminde de, bu olayı hatırlatmıştı. Dahası ABD, CAATSA başta olmak üzere çeşitli yaptırımlar uyguladı. Yine hemen hemen her olayda sıcak parayla Türkiye’ye operasyonlar çekiliyor. Bu tehdit dilinin bir de içerideki türevleri var:
Türkiye terörle mücadele etmesin; neden, piyasalar tepki verir?
Türkiye Doğu Akdeniz’de faaliyetlerini durdursun; neden, piyasalar tepki verir?
Türkiye, Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesin; neden, piyasalar tepki verir?
Benzer tehditler CHP üzerinden sürüyor.

Bugün serbest piyasa dediklerinin özeti de bu. Atlantik siyasetlerini uygularsan sıcak paraya boğarız, bize aykırı tavır alırsan piyasa üzerinden sopalarız.
Sözcü gazetesi, bugün kendine bu sopacıların sözcüsü ilan etmiş. Başlıkları: “Butlan çıkarsa piyasalar alev alacak.” Başlıkaltı şöyle: “Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararını siyasiler kadar yatırımcılar da merakla bekliyor. ‘Butlan’ çıkarsa borsa çakılacak. Tahvil faizi artacak. Merkez döviz yakacak.”
Nefes gazetesinden Deniz Zeyrek de şu ifadeleri kullanıyor köşesinde: “Gördüğünüz gibi hukuk işlerse bugün normale döneceğiz. Hukuk işlemezse en az altı, en fazla altmış günde normale döneceğiz. Ancak o altı günde ya da iki ayda ülke ekonomik açıdan büyük kayıplar yaşayacak, vergi verenlerin yani biz vatandaşların kucağına büyük bir fatura bırakılacak. Yaratılan siyasi kaos ve patinaj da yanımıza kar kalacak. Kimsenin altı, bilemediniz altmış günlük bir kaos için bu halka bunları yaşatmaya hakkı yok!”
Yani diyorlar ki butlan vermeyin, piyasalar bozulmasın.

Her seferinde “yargıya müdahaleden” bahsedenler, bu sözlerle yargıya müdahale etmiyor mu?
Bu manşetler Türk yargısını etkilemek üzerine kurgulanmıyor mu?
Ne olacak, Türk yargısı piyasaya göre mi karar verecek?
Kararlarda “Türk milleti adına” yerine “Piyasa adına”, “Piyasanın yanmaması adına” mı yazacak?
Örneğin piyasa yanmasın diye........

© Aydınlık