Öcalan ve Şara’da ‘denge’ etkisi
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni seçildiği dönemde dillendirdiği söylemlerden biri, ülke dışındaki askerlerin geri çekilmesiydi. Bu, başta Ankara olmak üzere bölge ülkelerinde bir beklenti yaratmıştı. Türkiye’de bir tek Vatan Partisi, Trump’ın Doğu Akdeniz’e odaklandığına dikkat çekiyordu. Öyle de oldu.
ABD bölgeden çekilmek şöyle dursun Doğu Akdeniz’de kurduğu üslerini genişletmeye, Gazze-Lübnan-İran saldırılarında İsrail’e tam destek vermeye devam etti. Trump’ın bölgemiz için biçtiği politika, ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack tarafından şöyle özetlendi: “Doğu Akdeniz’den Hazar’a İbrahim Anlaşmaları…” Şii Hilali’ni geriletmek, HAMAS ve Hizbullah’ı silahsızlandırmak, Zengezur’u “Trump Koridoru”na çevirmek gibi hedefler baş sıraya yazıldı. Güney Kıbrıs’ın silahlandırılması hızlandı. “Trump Ukrayna’ya desteği kesecek” beklentileri de boşa çıktı. Kazakistan, İbrahim Anlaşmalarına katıldı. Hatta öyle ileri gittiler ki Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı’na meşruiyet vermeye kalktı.
Özetle, Trump çekilecek beklentisi boşa çıkarken, aksine ABD ve İsrail bölgedeki ağırlığını artırmaya başladı. Bu durum bölgedeki aktörlere de yansıdı.
Bu dalgalanmanın etkilediği ilk isim Abdullah Öcalan oldu. 27 Şubat’ta PKK’nın kültüralist taleplerinin bile geçersiz olduğunu belirten ve “toplum ve devletle bütünleşme” hedefi koyan Öcalan, ağız değiştirdi.
27 Şubat dikkat edilirse;
-İsrail Gazze’de çıkmazdaydı.
-İsrail Lübnan’da darbe üstüne darbe yiyordu.
-İran’a saldırı yapılamamıştı.
-Zengezur konusunda Trump planı değil 3 3 Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu konuşuluyordu.
-Suriye’nin kuzeyinde demir yumruk seçeneği etkin bir biçimde duruyordu.
Yani ABD ve İsrail’in inisiyatif kaybettiği ve........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein