İsrail, Suriye’ye saldırdı. Haliyle medyanın gündemi bu oldu. “Suriye’de Siyonist alçaklığı”, “Katil savaşı Suriye’ye taşıdı”, “Şimdi de hedef Suriye”, “Açık savaş ilanı” gibi manşetler gördük.
Gazze, Lübnan, İran, Suriye… Sıradaki hedef Türkiye. Eski Mossad Başkanı Yosi Cohen, “Türkiye, İran’dan daha büyük tehdit.” diyordu.
Şam’a saldırılar, aynı zamanda ABD-İsrail’in PKK/PYD’ye “silah bırakma” mesajıdır. Yani saldırı, doğrudan Türkiye’yedir.
Bir yandan da Kudüs İttifakı (Türk Kürt Arap) konuşuluyor.
Yaşananlar, mezhepçilik zehrinin bölgeyi attığı ateşin bir an önce dağılması söndürülmesi gerektiğini gösteriyor. ABD-İsrail’in en büyük faydalandığı şey bu. Bölünmüşlük.

Hatırlatma ile başlayalım. Acıdır ve tarihe bir kara leke olarak geçmiştir. Hatırlarsanız, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah şehit edildiğinde Suriye’de bazı kesimler tatlı dağıtmıştı. İsrail’in Nasrallah’ı vurduğu silahlar şimdi o tatlıcılara dayandı. Maalesef Türkiye’de bazı kesimler de bu tatlı şovunu sevmişti. Yeni Şafak’tan Aydın Ünal, o günlerde “Hizbullah tatile çıksın” başlıklı bir yazı yazmıştı. 30 Eylül 2024 tarihli yazısında “Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesi Suriyeli mazlumlar tarafından tatlı dağıtmaya varacak kadar bir sevinç ve coşkuyla karşılandı. Haksız değiller.” diyen Ünal, “Hizbullah ve İran’ın Filistin davasından ellerini çekmeleri, kim bilir, belki de daha sağlıklı, etkili, güçlü bir direniş hattının kurulmasını da beraberinde getirebilir. Hizbullah tatile çıksın; çıksın ki, 80’lerden bu yana direniş hattını işgal eden ama direnmeyen bir Hizbullah’ın yerine belki........

© Aydınlık