Karamsarlık: Yoldaşımız mı baş düşmanımız mı?
Ekonomik krizler, savaşlar, toplumsal sorunlar… Dünya bir belirsizlikler çağında.
Ülkemizde de durum farklı değil. Son yaşanan sahte diploma olayı bile, toplumsal bağları çözen bir rol oynuyor. Karamsarlığın giderek dört koldan sardığı bir toplumdayız.
T24’te ilginç bir yazı vardı. Sayın Ümit İnatçı diyor ki, “Karamsarlık umut beslemekten iyidir.”
Karamsarlığı vicdanın duyarsızlaşmaya karşı verdiği içsel bir direniş olarak nitelendiren İnatçı, “İnsan, kötülüğe alışmadığı sürece içten içe sarsılır ve bu sarsıntı, karamsarlık olarak tezahür eder. Bu karamsarlık, ahlaki bir uyanıklığın bedelidir; bir kaçış değil yüzleşmedir…” diyor. Sayın İnatçı, karamsarlığı bastırmamayı, onunla yaşamayı öğrenmeyi öğütlüyor.
Belki kötülüğe alışmamanın karamsarlık olarak yansıması doğru olabilir. Üzerine düşünmeyi ve tartışmayı gerektiriyor. Fakat bu yansımanın insanı nasıl etkilediği ve sonuçları üzerine de kafa yormak gerektiği kanaatindeyim.
İnsan iradesi, tarih boyunca büyük zorlukların üzerinden aşmıştır. İnsanlık, ona ve onun kendine diktiği duvarları........
© Aydınlık
