Hesaplaşmada öncelik hâlâ Suriye’nin kuzeyi
Suriye’nin güneyi Süveyda’ya yaşanan çatışmalar ve İsrail’in Şam’a saldırıları gündemde.
Son olarak Suriye yönetimi ülkede genel bir ateşkes rejimi ilan etti.
Kimi gazeteler ve köşe yazarları Davut Koridoru’na dikkat çekiyor. Kimi ABD’nin İsrail’in arkasında olmadığını ifade ediyor. Sabah gazetesinden Bercan Tutar, şunları yazıyor: “Zorda olan İsrail ve ona destek veren suç ortakları. Zira İsrail şu an en çok da ABD Başkanı Donald Trump ile ABD'nin Ankara Elçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın yeni Suriye vizyonunu bombalıyor. İsrail, Barrack'ın daha geçen hafta açıkladığı ‘Suriye'de bütün yollar Şam'a çıkıyor’ anlayışına saldırıyor.”
Peki, gerçekten durum böyle mi ve Barrack’a ne kadar güvenilir buna bakalım…
18 Temmuz tarihli Aydınlık’ta şu başlığı attık: “İsrail’in bombaları ‘Kürdistan’ için.”
Sayın Tutar her ne kadar İsrail’in Barrack’ın Suriye vizyonunu bombaladığını iddia etse de, Aydınlık’a konuşan Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Fahri Erenel şunları söylüyordu: “ABD el-Tanf Üssü’nde 3 bin Bedevi ile bir yapı kurdu. Operasyonel görevlerde kullanılıyorlar. İsrail’in işgal ettiği bölgelerde kalıcı hale gelebilmesi için kriz gerekiyordu. Sürecin ABD-İsrail ortaklığında yürütüldüğü açık. Şara hükûmeti yönetemez hale getirilerek ‘Suriye'nin doğusunda düzen var, batısında ise düzensizlik’ algısı yaratılıyor. Amaç, ‘en uygun çözüm SDG’ denilecek bir zemin hazırlamak.”
Maalesef bir kesim ABD-İsrail’in “Kürdistan”dan vazgeçtiğini söylese de durum tam tersi.
Bunun en büyük olgusu, ABD Savunma Bakanlığının bütçesi.
Bakanlığın 2026 mali yılı bütçesinde, Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG’nin de bulunduğu gruplara “eğit-donat destek fonu” için 130 milyon dolar talep edildi.
PKK’nın silah bırakma sürecinin karşısında ABD-İsrail var.
Dahası ABD Doğu Akdeniz’e yığınak yapmaya devam ediyor. ABD Temsilciler Meclisi’ne bir hafta içinde sunulan iki farklı yasa tasarısı ile Yunan adalarında yeni üs arayışına girilmesi ve Rumlara silah........© Aydınlık
