23 Nisan’a buradan bakın: İlk Meclis’te yapılan o anket
Kurtuluş Savaşı’mızda ve Cumhuriyet Devrimi’nin kök saldığı o ateşli günlerde ‘nevi şahsına münhasır’ isimler tarihi roller oynadı. Aydınlık ve Ulusal Kanal’da olabildiğince hatırlatmaya çalışıyor, genç nesillerin feyz almasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu isimlerden birisi de Necmettin Sahir Sılan’dı…
Sılan, İstiklal Madalyası almaya hak kazanmış bir Kuvayı Milliye savaşçısıydı. Tasvir-i Efkar, Tanin, Vakit ve Tercüman’ı Hakikat gazetelerinde tiyatro hakkında yazılar kaleme alan, şiirler yazan meraklı bir entelektüeldi. Türk Dil Kurumu’na emek veren bir Türkçe gönüllüsüydü. Tunceli ve Bingöl milletvekili olarak TBMM’deki çalışmalara katıldı. Evrak ve Tahrirat Müdürü oldu.
Sılan’ın Balkan Savaşı sonrasında düştüğümüz hazin durumu ve çıkan dersleri anlattığı Bir Esirimizin Defter-i Hatıratından adlı önemli eseri, tozlu raflarda bir tarihçinin ilgisini bekliyor şu anda...
Sılan’ı hazırladığı bir anket sebebiyle hatırlatmak istiyoruz. Aydınlık’ın dikkatli okurları anımsayacaktır. 2021 yılında, gazetemizin emektar yöneticilerinden Ercan Dolapçı imzasıyla manşetten duyurmuştuk: Birinci Meclis’ten günümüze mesajlar!
5 Eylül 1921 tarihinde başlayıp 8 Nisan 1923 yılında sonlandırılan ankete 437 milletvekilinin 315’i yanıt verir. 1921’de yanıt verenlerin sayısı 47 iken, 1922 yılında 256 olur. 3 milletvekili ise 1923 yılında yanıt verir.
Sılan, milletvekillerine şu soruyu yöneltir: “Kazanılacak olan milli istiklâl mücadelemizin feyizdar ve semeradar olması neye mütevakkıftır?” (Kazanılacak olan ulusal bağımsızlık savaşımızın bolluk geçirici ve verimli olması neye bağlıdır?)
Bakın ilk meclisimizin milletvekilleri nasıl yanıtlar vermiş:
Abdullah Faik Efendi (Adana): Her türlü sanayinin kendi elimizle üretim ve kullanılmasıyla halkın refah ve saadetinin teminine mütevakkıftır.
Damar Arıkoğlu (Adana): Yüksek tahsilden ziyade iptidai maarifin köylerimize tamimi, ameli, nazari ziraat, hıfzıssıhha derslerine itina ve bilhassa ziraate çok ehemmiyet vermek lazımdır.
Zekai Apaydın (Adana): Milli istiklal mücadelemizin bereketli ve verimli olması, emeğin çalışma düzenini hedefleyen, halkçılığımızın tatbikatta da başarılı olmasına bağlıdır, inancındayım.
Ali Topçu (Amasya): Memlekette hırsın ve ikiyüzlülüğün kalkmasına bağlıdır.
Ali Rıza Özdarende (Amasya): Hükümet dâhili ve harici siyasetinde kendini belli bir hedefe erişebilecek bir program kabul etmesiyle, daima ona göre hareket etmesine bağlıdır.
Bekir Sami Kunduh (Amasya): Çağın anlayışıyla muvaffak surette düşünmeye başlamak, hülya peşinde değil, hakikat uğrunda çalışmayla ve memleketi nefsimiz için değil kendisi için sevmeyi öğrenmeye bağlıdır.
Hamdi Apaydın (Amasya): İstiklal mücadelemizin feyizdar ve verimli olabilmesi benliğin bizliğe inkılap edebilmesine bağlıdır.
Ali Fuat Cebesoy (Ankara): Birkaç mağlubiyet bizi istiklal mücadelemizden vazgeçiremez. Çünkü hakkımız doğru ve açıktır. İstiklallerini kaybederken düşmanlarına arz-ı teslimiyet ederek onlardan imdat uman milletlerin akıbeti ne kadar feci ise mevcudiyet ve istiklallerini sonuna kadar müdafaa ve azmetmiş olan milletlerin nihayetten muvaffak olacakları tarihte emsaliyle sabittir. (Moskova. 20 Eylül 1921.)
Şemsettin Bayramoğlu (Ankara): Memlekette ciddi, samimi, namuskâr bir idarenin tesisine ve milletin hukuk ve izzet-i nefsine son derecede hürmet olunmasına bağlıdır.
Ali Vefa Seymanlı (Antalya): Memlekette kanunu ve adaleti hâkim kılmaya bağlıdır.
Hamdullah Suphi Tanrıöver (Antalya): Garp medeniyetinin beşeri bir medeniyet olduğunu idrak etmek İslâm milletlerini mumya gibi içinden ölmüş bir kalıp halinde tutan ve her şeye kapalı olan muhafazakârlığı terk etmeli.
Rasih Kaplan (Antalya): Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin elinde kalmalıdır. Atik Kanun-u Esasi ahkâmı icabı Riyaset-i Hükümetin miras yoluyla intikali hususunun iptali esas fikir olmalıdır.
Hilmi Bey (Ardahan): Azimkâr ve şuurlu bir idare tesis etmekle mümkündür.
Osman Server Atabekoğulları (Ardahan): Tam bir istiklal ile anavatanın kurtarılmasından sonra en önem vereceğimiz husus, askeri kuvvetimizin yalnız vatan sınırları ve memleketin tecavüzden korunmasını temin edecek bir miktar-ı asgariye tenzili lazımdır.
Mazhar Germen (Aydın): Milletin bu mefhumu idrak etmesine ve tamamen benimsemesine bağlıdır.
Esat İleri (Aydın): Artık mazinin derinliklerine gömmeye mecbur olduğumuz eski idare sisteminin halkımıza hiçbir şey vermediğini ve bilakis mütemadiyen halkı sefaletten sefalete, felaketten felakete düşürmüş bir mahiyette olduğunu biz, yeni inkılâbımızla anladık. Tarihimizin başlangıcından İzmir’in işgaline kadar hükümet milleti iken, düşmanlarımızın bizi tamamen mahvetmesine, vatanımızı parçalamasına, tarihimizi gömmek istemesine karşı hükümetimizin itaat göstermesini kabul etmeyerek milli kıyamın başlamasıyla millet hükümeti olduk.
Dünyaya geldiği tarihten beri hayatsız, istiklalsiz yaşamamış, düşman esaretini kabul etmemiş olan asil ve aziz milletimiz kendi geleceğine hâkim olmak, düşmanlara karşı ayaklanarak hayat ve istiklâl Türk tarihinin besmele-i mevcudiyeti olduğunu dünyaya göstermiştir. Tarihi, ırki Türk diyarı olan ve bugün işgal altında bulunan memleketimizin kurtarılması hususunda kıyamımız, davamız hak, Allah’ın yardımıyla başarımız muhakkaktır.
Ahmet Fevzi Erdem (Batum): Yirminci asrın kabul ettiği bir kafa yani bir zihniyet kabul etmek. Yirminci asrı takip eden yirmi birinci........
© Aydınlık
