menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Enflasyon çok mu korkutucu?

22 18
08.11.2025

Her siyasi sistem olayların ve toplumların gelişmesini kendi istediği şekilde yönlendirmek ve şekillendirmek ister.

Bu o siyasi sistemin sahiplerinin iktidarlarını sürdürmeleri için olmazsa olmaz politikalardır. Bugün dünyada hâkim olan sistem, biz istesek de istemesek de Atlantik sistemidir. Bu sistem de kendi medya araçları başta olmak üzere elindeki tüm araçlarla kendi sistemini sürdürmek ve süreklilik sağlamak için birtakım kendi için elzem olan uygulamaları bize dayatır.

Ancak doğaldır ki bu dayatma açıktan olmaz. Genelde bu dayatma bize doğanın bir kuralı imiş gibi dayatılır. Yani biz bu kurala uymazsak doğal denge bozulur ve hepimiz bu yıkıntının altında kalırız şeklindedir.

Bunun için bilim insanları, sistem tarafından yaratılan kanaat önderleri, sanatçılar, gazeteciler gibi toplumu bu konularda ikna edecek kişiler kullanılır. Hepimizin bildiği Hollywood gibi bir sinema devi de aslında bu oyunun bir parçası olarak görev alır ve burada görevini yapanlar dünya çapında üne ve servete kavuşurlar. Çünkü bunlar çok önemli bir görev icra etmektedirler. Hâkim sistemi sürdürecek uygulamaları üzerine şekerleme sürülmüş zehir topları şeklinde topluma yutturmaktadırlar.

Geçen hafta “Para Karşılıksız Basılır” başlığı ile bizim inanmamız istenen bir senaryoyu yazmıştım. Yazı konusunda olumlu ve olumsuz birçok tepki geldi. Olumlu kadar olumsuz tepkinin gelmesi de doğaldı. Çünkü karşınıza aldığınız, artık geri çekilmeye başlamış olsa bile koca Atlantik sisteminin bir uygulaması idi. Bugüne kadar bu ekonomi kuralları, üniversitelerde ekonomi fakültelerinde okutulan dersler dahil “anaakım” ekonomi politikaları olarak tüm topluma öğretilmişti, dayatılmıştı.

Yani bu anaakım denilen sistemin koyduğu kurallar öyle kaçınılmaz kurallardı ki elmanın yerçekimi etkisi ile daldan yere düşmesi kadar bilimsel ve kaçınılmazdı.

Doğa kurallarında evet, birçok faktör bir araya gelince sonuç bir teori olabiliyor. Ancak sosyal bilimlerde ve özellikle ekonomide asla tek taraf ve sonuç yoktur. Çünkü ekonomi bilimi “üretmek ve bu üretileni bölüşmek bilimidir.”

Onun için her sınıfın kendine göre bir üretim ve bölüşüm yöntemi olur. Emperyalist sınıflar ile milli sınıfların arasındaki temel farklılıklar buradan gelir.

Bu hafta yazıyı çok uzatmadan, aslında geçen haftanın yazısının devamı olarak milli sınıfların

© Aydınlık