menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Yangın’ seyirliğe dönüştü!

28 18
27.01.2025

Kartalkaya yangını… Tam bir trajedi! Kar tatilinde çoluk çocuk ölmek kimin aklına gelir? Sorumlu aranmaya devam eder de eder bizim memlekette! Bir şey olduğunda alanım ile ilgili çok şey aklıma geliveriyor. Gündem saat başı değiştiği için bazen kafamdaki bilgiler birbirinin içine giriyor. İçinden çıkabildiklerimi yazıyorum.

Eski İstanbul’da Evlerin Tamamı Ahşap Olduğu İçin Sık Sık Yangınlar Çıkmış; Şehir Neredeyse Otuz Kırk Senede Bir Yeni Baştan Yapılmıştır

Ahşap binalar, deprem sarsıntılarına dayanıklı bulunduğu için tercih edilmiş. Geceleri korku içinde yatan İstanbullular, ancak Allah’ın lütfuyla kurtulacaklarına inanmışlar. Bu inançla evlerin saçaklarına “Yâ Hâfız” levhalarını asmış, evlerin çevresinde tütsüler gezdirmişler. Yangının tesir etmeyeceğine inancıyla türbelere, yatırlara yakın yerlerde oturmayı güvence saymışlar. Daha gerçekçi yaklaşıma sahip olanlar ise çeşme, sarnıç, hamam civarında ev edinmeyi tercih etmişler. Halk, 20. yüzyılın başlarına kadar her yangın çıkışında, sel baskınlarına uğrayan Edirne’yi de işaret ederek “Edirne sudan, İstanbul ateşten batacak!” deyip durmuş. Padişahlar da en az halk kadar kendini çaresiz hissetmiş, payitaht edindikleri bu iki şehrin uğursuz olduklarını kanıksamışlar.

Yangınların sık çıkıyor olmasının tek sebebi elbette sadece binaların ahşap olması değil! Bugün olduğu gibi insanların kayıtsız davranması, gerekli tedbirlerin alınmaması, rahatlık yangınların görülmesinin nedenlerinden…

“Bütün bunlara rağmen, uzun süre ne kârgir binanın zarureti kabul edilir ne de sokakların araları açılır. Hatta hazır fırsat eldeyken şehri bu sıkıntıdan kurtaralım demek kimsenin aklına gelmezdi.” diyor Tanpınar. Genler aktarılıyor demek ki! Sağlam tedbirler almak hâlâ aklımıza gelmiyor.

Eski İstanbul........

© Aydınlık