menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Necati Cumalı” anısına, Susuz Yaz…

17 14
13.01.2025

13 Ocak 2025… “Bu hafta ne yazayım?” diye düşünürken Necati Cumalı’nın doğum günü olduğunu fark ettim. 104 yıl olmuş. Cumalı ile 1993'te tanıştım. Öğretmenlik yaptığım yıllar… Çalıştığım okula Necati Cumalı konuk olarak gelmişti. Cumalı, söyleşiden sonra öğrencilere kitaplarını imzalayacağı sırada haklı olarak kızıp köpürmeye başladı. Meğer kitaplarını getiren yayınevi korsancıymış. Cumalı’ya istemeden, neredeyse korsan kitaplarını imzalatacaktık! Elbette, imza olmadı. Ama benim için Necati Cumalı’yı tanımak hayatıma bir artı oldu. “Korsan” sözcüğü bende hep bu olayı çağrıştırır. Ara sıra ağlanacak halimize güleriz.

O güne kadar Cumalı’nın hiçbir kitabını okumamış olmak ise benim ayıbımdı. Bir tek Metin Erksan’ın “Susuz Yaz”ı izlemiştim. O da kıyametler kopardığı için… Ama nerede, nasıl hatırlamıyorum. Hemen Zeliş’i okudum. Feodal yapının içinde sıkışıp kalmış, umutsuz Zeliş’in dramından çok etkilendim. Aynı günlerde Bayezid Sahaflar Çarşısı’nda “Ay Büyürken Uyuyamam” elime geçti. Ardından “Susuz Yaz”ı okuma ihtiyacı duydum. Taşra hayatı işlenirken cinsel hayatın yüreklice vurgulanması beni şaşırtmıştı. Ama Cumalı, hep kadından yanaydı. Azdır bizde kadından yana olan erkek yazarlar! Kovid salgınından önce de Makedonya’ya giderken elimde “Makedonya 1900” vardı. Osmanlı’nın elinden çıkan Balkanlara onun çocuk gözlerinden baktım. Ama…

Benim İçin Cumalı, “Susuz Yaz’dır.

“Susuz Yaz” yazarın üçüncü hikâye kitabıdır. 1962’de basılır. Hikâye, yazarın Urla’da avukatlık yaparken tanık olduğu ilginç bir davaya dayanır. “1950 yazında, Urla Sulh Ceza Mahkemesi'nde, duruşma sıramı beklerken, çok ilginç bir dava dinledim. Sanık davacıya işaret etti: 'Yargıç Bey, siz buna ağabey mi........

© Aydınlık