menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çok kutuplu yeni adil dünyada batı çıkmazı! Avrupa’nın emperyalist geçmişinin sürdürülemezliği

23 1
07.07.2025

20. yüzyılın başında dünya ekonomisinin ve politikasının kalbi Avrupa’ydı. Sanayileşme, kolonyalizm ve iki dünya savaşının getirdiği büyük yıkım bile Avrupa’yı küresel iddia merkezlerinden biri olmaktan çıkaramamıştı. Ancak 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken, Avrupa Birliği’nin emperyalist reflekslerini sürdürecek ne ekonomik kapasitesi ne de toplumsal meşruiyeti kaldı.

Bugün AB’nin toplam nüfusu küresel nüfusun %6’sına, GSYH’si ise satın alma gücü paritesine göre yüzde 14’üne gerilemiş durumda. Küresel ekonominin ağırlık merkezi Atlantik’ten Asya-Pasifik’e kayıyor; Çin, Hindistan, Endonezya, Brezilya ve Türkiye gibi yükselen güçler üretim, enerji ve teknolojide Avrupa’yı geride bırakmaya başladı.

AB Komisyonu’nun savunmadan sorumlu üyelerinin sıkça dile getirdiği “stratejik özerklik” söylemi, aslında bu gerilemenin yarattığı psikolojik baskının bir tezahürü. Avrupa’nın emperyalist geçmişi, yüzyıllar boyunca Asya ve Afrika’ya hükmetmeye dayalı bir güç projeksiyonuna dayanıyordu.

Bugün bu refleks, ekonomik temelleri zayıfladığı için sürdürülemez hale geldi. 2030 projeksiyonlarında Almanya dışında hiçbir AB ülkesinin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almaması, Avrupa merkezli düzenin çöküşünün habercisi niteliğinde.

Ekonomik daralma, yüksek borç oranları, artan işsizlik ve sosyal devletin kısıtlanması, Avrupa’da geniş halk kesimlerini sistem karşıtı hareketlere yönlendiriyor. Almanya’da AfD "Alternative für Deutschland (Almanya için Alternatif)" Partisi’nin oy oranını yüzde 25’in üzerine çıkarması, Fransa’da Le Pen’in partisini iktidar adayına dönüştürmesi, İtalya’da Meloni’nin iktidara gelişi bu eğilimin en çarpıcı örnekleri.

Ancak, milliyetçi partilerin yükselişi sadece göçmen karşıtlığına dayanmıyor. Aynı zamanda emekçi tabanda ekonomik güvencesizlik ve toplumsal öfke de büyüyor. Fransa’da emeklilik reformuna karşı 2023’te yapılan grevler, Almanya’da ücret artışı talepleriyle başlayan kitlesel yürüyüşler ve İtalya’da genç işsizliğine........

© Aydınlık