Dizilerin verdiği yanlış mesajlar ve toplum
Geçmiş günlerde bir haber okuyoruz, paylaşılan son derece mütevazi bir fotoğrafla “Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile evinde akşam yemeğinde bir araya geldi. Frederiksen, bu anlara ilişkin kareyi sosyal medya hesabından paylaştı ve 'İskandinav meslektaşlarımı evimde yemeğe davet ettim' ifadelerini kullandı” diyor haber…
Fotoğrafta garson yok, hizmetçi yok, hizmet eden yok. Ne güzel bir görüntü. Eğitimli olmanın getirdiği bir mütevazilik, doğallık. Benzerini İngiltere’de öğrenciyken gördüm, yıllar önce. Hocalar, dekan, hatta rektör kendi çay, kahvelerini yapıyordu, bize de kendileri ikram ediyordu, hizmet eden bir sekreter veya odacı yoktu. Çok hoşuma gitmişti.
Türkiye’ye döndüğümde kendi müdürlük yaptığım okulda gelen misafirlerime çayı ben ikram ettiğimde ise arkamdan dedikodu başladı, “Çay tutacak kişiye verecek parayı mı hesap ediyor” diye! Çok şaşırmıştım, elimle, mütevazilikle ikram ettiğim çayın insanları mutlu etmek yerine böyle yorumlanmasına çok da üzülmüştüm.
Hemen bu görevi sekreterime havale etmiştim üzülerek. Şu........
© Aydınlık
