İnsanlığın geleceğini arıların kanat çırpması belirleyecek
Her güne gözümüzü açtığımızda sanki her şey aynı kalıyor ve adeta hiçbir şey değişmemiş duygusuna kapılıyoruz. Camdan baktığımızda gördüğümüz ve ufkumuzu süsleyen çınar hep aynıdır. Düzenli olarak yapraklarını döker mevsimi gelince taptaze yapraklar yeniden yeşerir. Bu oluşum ve gelişimler bize göre doğrudur.
Bir de o çınara soralım. Giderek daha mı zor solunum yapıyor, zehirleniyor mu? Ayakta zor mu duruyor?
Biz çınarı kendi haline bırakıp, onun civarındaki çiçeklerden bal yapmaya çalışan ve canlılar arasında çalışkanlığı ile tanınan arılara gözümüzü çevirelim.
Kimi bilim adamlarına göre beş bin farklı arı cinsinin var olduğu öne sürülüyor. En faydalı böcek kabul edilen arılar, sadece kendilerinin değil insanlığın da çevre uzmanı.
Çınar ağacında ancak uzun vadede fark edebildiğimiz çevredeki olumsuz gelişmeleri arılar zaman yitirmeden anında bizlere haber veriyor.
En gelişmiş böceklerden biri olan bu canlıların, kendi dilleri de var.
Arıların "konuşmasını" yani iletişim sistemini çözen kişi Karl von Frisch'tir. Avusturyalı zoolog ve etolog olan Frisch, 20. yüzyılın başlarında bal arılarının dans diliyle iletişim kurduğunu keşfetmişti:
-Arılar, yiyecek kaynaklarının yönünü ve uzaklığını diğer arılara anlatmak için “salıncak dansı” (waggle dance) adı verilen bir hareket sergilerler.
-Frisch, bu dansın güneşe göre yön ve mesafe bilgisi taşıdığını belirlemiştir.
-Örneğin, bir arı düz bir hatta titreyerek ilerler, sonra bir daire çizer. Bu hareketin yönü ve süresi, diğer arılara çiçeğin ne kadar uzakta ve hangi yönde olduğunu bildirir.
Karl von Frisch, bu buluşları nedeniyle 1973 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp........
© Aydınlık
