menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şikefta Casene’den Lozan’a, Şeyh Mahmud’dan PKK’ye Kürtler ve hakları

39 1
15.07.2025

11 Temmuz’da silah bırakma törenine ev sahipliği yapan Şikefta Casene (Casene Mağarası) hakkında hayli rivayet var. Kürtlerin dağa yaslanan bir tarihleri olduğu hesaba katılırsa her bir şikeftin, nevalin ya da koyağın ayrı bir hikâyesi olması olağan. Zira Kawa Destanı’ndan bu yana dağ, Kürtler için sadece sığınak değil, bir var oluş biçimi ve onun mekânı olmuş.

Mağaradan yükselen bir ses: Bangî Heq

Evveliyatını bir kenara bırakıp yakın zamanlardan bahsedecek olursak Şikefta Casene, 4 Mart 1923’te Şeyh Mahmud Berzenci tarafından “Kürdistan Ordularının Genel Karargâhı” olarak kullanılmış. Bu tarihte İngilizlerin saldırıları nedeniyle Süleymaniye şehir merkezini terk eden Şeyh Mahmut, şehre 50 kilometre mesafedeki Şikefta Casene’yı kendisine üs olarak seçmiş.

İngilizlerin 5 Mart’ta başlayan hava bombardımanından bir gün önce Şikefta Casene’ye çekilen Şeyh, yanında şehrin tek matbaasını da götürmüş ve söylenene göre Casene ismi de buradan gelmiş. Casene yani Kurmanci lehçesinde çapxane yani matbaa.

Şikefta Casene’de kurulan matbaanın ilk yayını 8 Mart tarihli cihat bildirisi olmuş. Bildiri başta Süleymaniye olmak üzere bütün Güney Kürdistan’da dağıtılmış olmalı. 28 Mart 1923’te ise Şeyh Mahmud Berzenci, Bangî Heq gazetesinin ilk sayısını yayınlamış ve toplamda 3 (üç) sayı yayınlanan derginin ikinci sayısı hala bulunamamış.(1)

Sadece Kürtçe yazıların yayınlandığı Bangî Heq’ı Kürt yayıncılık tarihinde özel bir yere yerleştiren şey ise Kürt silahlı güçleri tarafından yayınlanan ilk gazete olması.(2)

Bölgede bulunan dönemin İngiliz yetkilisi C. J. Edmonds gazetenin “Hakka Çağrı” ismini kullanmasının özellikle seçildiğini vurgular. “Seçilen isim, fanatizme yönelik gizli bir göndermeydi (hatırlanacağı gibi, ‘hak’ kelimesinin yaygın anlamı ‘doğru’dur, ancak mistik dilde ‘ilahi akıl’ ya da ‘Tanrı’ anlamına gelmektedir), içerisindeki tek yazı ise ‘Cihat’ üzerineydi”.(3)

Bangî Heq Sayı 1

Gazetenin üçüncü sayısı 12 Nisan 1923’te bir Perşembe günü yayınlanır. İsimliğinin hemen altında “Kürdistan Ordusu Genel Karargâhında yayınlanan siyasi, edebi, sosyal, resmi bir gazetedir” ibaresi bulunmakta olup altında ise “Amacı ve hedefi Kürtlerin haklarını elde etmektir” yazar.

Dikkat çeken şeylerden biride Şeyh Mahmud Berzenci’nin kullandığı imzadır. Şeyh, yayınlanan dört yazının sonunda da “Başkumandan ve Kürdistan Meliki Mahmud” imzasını kullanmış. Anlaşılan o ki, Kürdistan Kralı tabirini İngilizler kendisine yakıştırmış.

İngilizlere karşı savaşan “Kürdistan Meliki Mahmud”

Şeyh Mahmud’un İngilizlerle mücadelesi Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığı günlere denk gelir. Mayıs 1919’da İngilizlerin Kürt bölgelerindeki hâkimiyetine karşı çıkan Şeyh, şiddetli bir savaşa tutuşur. Kuzeyde bir tek İngiliz askerinin burnu kanamazken, bu bölgede yüzlerce asker ve subayını kaybeder. Hava üstünlüğünü acımasızca kullanan İngilizler sivil katliamları yaparak isyanı bastırır ve yakaladıkları Şeyh Mahmud’u Hindistan’a sürgüne gönderirler.

Şeyh’in tekrar Kürdistan’a dönüşünü, bölgeyi kontrol altında tutmakta zorlanan İngilizler ister. Eylül 1922’de Kuveyt üzerinden Bağdat’a getirilen Şeyh Mahmud, burada Irak’ın devlet başkanı Kral Faysal’la görüşür. İngiliz sömürge yöneticilerinin bu hamlesinin altında Ankara Hükümeti’nin Kürdistan’da artan etkinliğini engelleme fikri yatmaktadır.

Yunan Savaşı’ndan başarıyla çıkan Ankara’ya duyulan ilgi ve bağlılık artmıştır. Berzenci’yle görüşen İngiliz yetkililer, Kürdistan’da bozulan düzeni sağlaması, Ankara Hükümeti’nin etkinliğini zayıflatması karşılığında özerk yönetim vaat ederler. Teklifi kabul eden Şeyh Mahmud, 14 Eylül 1922 tarihinde Süleymaniye Seçim Kurulu Başkanı görevine atanır. Kullanılan diğer adıyla Süleymaniye hükümdarı olur.(4)

Özerk yönetimin Süleymaniye ile sınırlı kalacağı belirtilir. Bu kapsamda Şeyh, 30 Eylül 1922’de Süleymaniye’ye döner ve büyük bir coşkuyla karşılanır. Ancak durumlar İngilizlerin öngördüğü gibi gelişmez. Ankara’nın etkinliğini zayıflatmak için sınırlı bir özerklik vaadiyle Süleymaniye’ye gönderilen Şeyh Mahmud hem kendisini Kürdistan Meliki ilan eder, hem de geniş yetkileri olan bir hükümet kurar ve........

© Artı Gerçek