menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dört şair kadın

22 1
previous day

Bugün 8 Mart ve kadınlar için önemli bir gün. Önemi nereden geliyor? Ya da şöyle soralım 8 Mart nedir?

Tarihin belli dönemlerinde yaşanan bazı olaylar vardır ki toplumsal yaşamı kökten etkilenmiş, belleklerde derin izler bırakmıştır. Öte yandan egemen sınıflar tarih anlatısını genellikle kendi çıkarlarıyla çatıştığı için çarpıtarak anlatma yanlısı bir tutum sergiler. Bu yönde yoğun çaba gösterir. Bu gibi durumlarda gerçeğin bilinmesi; neyin, nasıl yaşandığının açıkça anlatılması önemlidir. Aynı şey 8 Mart için de geçerlidir. Egemenler 8 Mart’ın arka planında ne olduğunun bilinmesini asla istemiyor. Ama güneş balçıkla sıvanmıyor.

Kadınların eşitlik, özgürlük ve hak mücadelesinin simgesi, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılan 8 Mart’ın geçmişi, New York’ta, 1857’de, tekstil işçisi kadınların, sekiz saatlik iş süresi ve daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları greve polisin müdahalesi sırasında fabrikada çıkan yangın sonucu çok sayıda kadın işçinin yaşamını yitirdiği olaylara kadar gidiyor.

Kadınların çığlığı

New Yorklu kadın işçilerin grevinin ve direnişlerinin kanlı biçimde bastırılmasından onlarca yıl sonra, Kopenhag’da 1910 yılında toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Clara Zetkin ve arkadaşları 8 Mart’ın, kadınların hakları için mücadele günü olarak belirlenmesini önerir ve kabul edilir. Tarihin 8 Mart olarak saptanması ve kesinleşmesi ise 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşir. Moskova’daki konferansta 8 Mart tarihi kesinleşirken adı da, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlenir.

Zamanla kadınların hak ve özgürlük mücadelesine dönüşen 8 Mart gününü, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde aldığı bir kararla “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.

Sözün özü 8 Mart, Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde 8 Mart 1857’de bir tekstil fabrikasında haklarını aradıkları için polisin şiddetine maruz kalan ve çıkan yangının alevleriyle kuşatılan kadınların acı dolu çığlığını içerir.

8 Mart’ta, Türkiye’de Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak etkinlikler düzenlenmeye başlanması Moskova’daki konferanstan sonra olur.

Kadın işçilerin örgütlenme, eşit ücret ve çalışma koşulları gibi talepleri zaman içinde kimlik ve özgürlük mücadelesi yönünde genişlemiştir. 8 Mart, artık kadına yönelik ayrımcılık, şiddet, taciz, yoksulluk ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi sorunlarla ilgili taleplerin gündeme taşındığı ve dile getirildiği simgesel bir anma, etkinlik ve eylem günü olmuştur diyebiliriz.

Anma ve mücadele günü

Kadınlar kimliklerinin tanınması, eşitsizliğin ortadan kaldırılması, özgürlüklerinin geliştirilmesi için mücadelelerini dünya genelinde 8 Mart’la sınırlı kalmayan biçimde, her geçen gün daha da kararlı olarak ve genişleterek sürdürüyorlar.

Devletin yaptığı ve dayattığı yasaların, eril, erkek egemen toplumsal yapının buyurduğu ahlak,töre ve ananelerin kuşatması altında özgürlük arayışını sürdüren kadınların simgesel anma, etkinlik ve eylem günü 8 Mart’ın morunu ve direnişin kızılını şiirle selamlamak için modern Türkçe şiirin belleğinde yer etmiş şair kadınların sesine, sözüne kulak kesilelim istedik.

Kimlik de var, bilinç de var, isyan da var, …

Bu amaçla, bedenen aramızda olmasalar da şiirleriyle, dizeleriyle, imgeleriyle, sesleriyle modern Türkçe şiirin belleğinde yer etmiş şair kadınların; Gülten Akın’ın, Sennur Sezer’in, Nilgün Marmara’nın ve Didem Madak’ın, deyim yerindeyse, yapıtlarının kapısını çaldık. Bir kez daha okur sıfatıyla şiirlerinin konuğu olduk.

Dört şair kadının şiirlerinin, kadın kimliği ve bilincinin yansımalarının izini sürmek isteyenler için de önemli ipuçları sunduğunu belirtelim. Aynı biçimde onların şiirlerinde şair kadın oluştan kaynaklanan ve eril egemenliğe yönelik isyanın, itirazın, reddin, restin sesinin, sözünün içkin olduğunu söyleyebiliriz. Sözü şair kadınlara ve onların şiirlerine vererek kadınların hak ve özgürlük mücadelesiyle dayanışma ve destek içinde olduğumuzu belirtelim.

Sözü daha fazla uzatmayalım. Hem şairleri, hem de 8 Mart’ı selamlamaya geçelim. İlk şairimiz........

© Artı Gerçek