menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anayasa (Revizyonları) Tarihini Bilmek Ne İşe Yarar?

38 2
yesterday

Uzun süre bu köşede Osmanlı-Türkiye anayasa tarihi konusunu ele aldım. Bu yazıları Artı Gerçek sitesinin Tarih Tersleri arşivinde bulmak mümkün. Elbette kısmen de olsa anayasa tarihi literatürünü takip edenler bilirler ki bu alanda daha ziyade farklı zamanlarda kabul edilen anayasaların hazırlık, kabul ve onay süreçlerine odaklanılmaktadır. Ancak ben, ihmal edildiğini düşündüğüm bir boyut olarak bu anayasaların her birinde farklı zamanlarda yapılan değişikliklere (revizyonlara) odaklandım.

Elbette bütünlüklü bir anayasa tarihi yazımı ve tartışması, tüm bu unsurların yanı sıra uygulama sürecini de kapsayacak şekilde bütünlüklü olarak yapılırsa anlamlı olur.

Benim burada daha ziyade revizyonlara odaklanmamın önemli bir nedeni, bazı anayasa revizyonlarının tarihte yeni anayasalar kadar ve hatta onlardan da belirleyici rol oynayabileceği gerçeğine dikkat çekmekti. Çünkü, bir süredir bazı politik çevrelerde görüldüğü üzere, ‘her derde deva’ olarak öne sürülen ‘yeni anayasa’ ihtiyacı, bazen fetişizm boyutunda bir yanılsamaya veya kaçışa sebep olabilir.

Diğer yandan yeni anayasaların, toplumların farklı kesitlerinin ve bireylerin siyasi, sosyal ve ekonomik yaşamında değiştirebilecekleri konusundaki abartılı inanç ve beklenti ile oluşan zaruri ihtiyaç algısı, bazen muktedirler tarafından araçsallaştırılmaktadır. Hatta eğer yoksa bu ihtiyaç ‘yaratılmaktadır’. Şöyle ki günümüzde bu çaba bezen öyle bir noktaya varmaktadır ki herhangi bir sorun konuşulduğunda, hemen bazıları söze yeni anayasanın gerekli olduğu tespitiyle başlamaktadır.

Burada asıl mesele, yaşanan politik, ekonomik ve sosyal (çoğu kriz boyutunda) sorunların, adeta sadece ‘mevcut’ anayasadaki sorunlardan ve/ya eksikliklerden kaynaklandığının dile getirilmesidir. Böylece, yaşanan devasa soruların siyasi, sosyal ve ekonomik kaynakları tartışılmadan, mevcut anayasa bir günah keçisine dönüştürülmektedir.

Cumhuriyet tarihi boyunca ve özellikle içinde bulunduğumuz son on yıllık neo liberal otoriter çağda karşımıza sıkça çıkan bu tavrın/söylemin en önemli sorunlarından biri, (kabul edildikleri yıllarla anılan) anayasalarda sonradan defalarca yapılmış revizyonların sonucunda ‘mevcut’ anayasaların çoktan ilk hallerinden çok uzak bir içerik ve hatta ruha........

© Artı Gerçek