BARIŞ SÜRECİYMİŞ!,
Tarihte hiçbir savaş yarıda bırakılıp barış yapılmamıştır. PKK. nın belini Türk ordusu kırmışken, Mecliste PKK’nın durup dururken eli sıkılıyor. Bu eylem Türk Milletini şoke etti. Çünkü ,el sıkıcı yıllarca milli değerleri istismar ederek var oldu. Hatta şimdiki kıymeti ortağı bu yapıya kandan beslen vampirler dedi. Buna benzer kayıplar Osmanlı tarihinde görüldü. Tarih tekerrür mü ediyor. Tarihten ders alınırsa tekkerür etmez. Buda tarih şuurunun gelişmesi ile olur. Türkiye’nin zayıf zamanlarında böyle batı dayatmaları oluyor. Bana göre bu barış süreji denilen zırva emperyal dayatmadır. Yerli işbirlikçiler devreye girmiş gibi gözüküyor. Rodos ve Girit adalarını da batı dayatması ile bu şekilde kaybettik! Nasıl mı? Bir bakalım.
Mora: Yunan Krallığı'nın Doğuşu ve Hileli Barış
Mora Yarımadası hileli bir kayboluş kaderi paylaştı. Osmanlı hâkimiyetinde yüzyıllar geçiren bölge, 1821 yılında başlayan Yunan İsyanı ’nın merkezlerinden biri oldu. Bu isyanı başlangıçta bastırmayı başaran Osmanlı, kısa sürede Avrupa kamuoyunun baskısı ve Rusya, Fransa ve İngiltere'nin müdahaleleriyle karşı karşıya kaldı. Çar Deli Petro’nun ajanları adada Türklere karşı isyan başlattı. Gaye Bizans’ı tekrar canlandırmaktı. Bu eyleme İngiltere ve Fransa’da katıldı. Bu ülkeler birinci Dünya savaşı müttefikleridir.
1827’de Navarin’de Osmanlı donanmasının bu üç ülke tarafından yakılması, fiilen Osmanlı’nın bölgedeki hâkimiyetini sona erdirdi. 1830 yılında Yunanistan, Batılı devletlerin himayesinde bağımsızlığını ilan etti. Bu, doğrudan bir Osmanlı-Yunan savaşı değil; Batı’nın diplomatik zorlamaları ve askeri tehditleri ile gerçekleşmiş bir kopuştu.
Hendek olaylarıyla bu olayların benzeri Türkiye’de yaşandı.
a. İsyan ve Müdahale
Mora Yarımadası, 1821 yılında Etniki Eterya adlı gizli cemiyetin öncülüğünde başlayan Yunan isyanının merkezlerinden biri oldu. Osmanlı bu isyanı Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın yardımıyla bastırma sürecine girmişti. Ancak başta İngiltere, Fransa ve Rusya olmak üzere büyük Avrupa devletleri, isyancılara açık destek verdi. 1827 yılında Navarin Deniz Savaşı’nda bu üç ülkenin donanması Osmanlı-Mısır donanmasını tamamen yakarak fiilî bir müdahalede bulundu.
b. Londra Protokolü ve Bağımsızlık
Bu müdahale, uluslararası hukuka aykırı olmakla birlikte, Batı'da “insan hakları” ve “Hristiyanların korunması” adı altında meşrulaştırıldı. 1830 Londra Protokolü ile Yunanistan, Osmanlı’dan resmen ayrıldı. Bu süreçte Osmanlı, büyük bir savaşa girmeden, yalnızca diplomatik baskılar ve dış müdahale sonucu Mora’yı kaybetmişti[1]
GİRİT ADASININ BARRIŞLA KAYBI!
Osmanlı İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca Balkanlar'dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş coğrafyada hüküm sürmüş, Akdeniz’in önemli adaları olan Mora ve Girit’i de uzun süre egemenliği altında tutmuştur. Ancak bu iki önemli bölge, doğrudan savaş meydanlarında değil; Batı'nın sinsi planları, diplomatik oyunları ve uluslararası baskılar sonucu Osmanlı'nın elinden çıkmıştır.
Girit: Diplomasi Maskesi Altında Kaybedildi.
Osmanlılar, 1669 yılında uzun ve yıpratıcı bir kuşatmanın ardından Girit’i Venediklilerden almıştı. Ancak 19. yüzyılda adada yaşayan Rum nüfusun, Yunanistan’ın bağımsızlığından ilham alarak ayaklanmaları, Girit meselesini yeniden uluslararası bir konu hâline getirdi. Ada halkının bir kısmı Osmanlı idaresinden hoşnut olmamakla birlikte, isyanlar çoğunlukla dış destekle büyütüldü. İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya, "insan hakları" bahanesiyle müdahalelerde bulunarak Osmanlı'yı zor durumda bıraktılar.
1897’deki Girit İsyanı sonrası, adaya sözde özerklik verildi. Fakat bu özerklikle fiili olarak Osmanlı yönetimi sona erdi. Doğuda da aynı oyun oynanıyor. Yerel özerklik. Sonra ne olacak. Anayasanın 66.madesi değişecek , milletlerin kendi kaderini tayin hakkı gereğinde özerk yönetimin kararı ile kuzey Irak’a ilhak. Zaten PKK. Suriye resmi ordusu oldu.. Böylece emperyal niyet gerçekleşecek.
Bu ilkelere bağlı olarak, 1908’de Girit, Yunanistan’a ilhakını ilan etti. Osmanlı bunu tanımadıysa da, Balkan Savaşları ve ardından gelen siyasi çalkantılar nedeniyle ses çıkaramadı. 1913........
© Antalya Son Haber
