AKIL, DİN VE HAYAT
Akıl, Allah’ın insana bahşettiği en büyük nimettir. İslam, aklın değerini en yüksek seviyede kabul eden bir dindir. Çünkü İslam, mütefekkir insanların dinidir; akla hitap eder, aklı önemser. İslam, aklı olmayan kimselere herhangi bir sorumluluk yüklemesi yapmamış, onları fiil, eylem ve dini vazifelerinden sorumlu tutmamıştır. Aklı devreden çıkarmak İslam’ın ruhuna aykırıdır. Akıl, dinin anlaşılması ve “Efali mükellefin” dediğimiz, dinen yükümlü sayılan kişilerin emir ve yasak sorumluluğun temelidir. İman, akıl ile idrak edilir; İslam’ın bütün emir ve yasakları, aklı başında olan insanlar için söz konusudur. Bu sebeple İslam’ın hükümleri ve prensipleri insan fıtratına uygun, insan aklının kabul edebileceği bir mahiyettedir.
Allah, aklı insana bir emanet olarak vermiştir. Ancak bu emanete sahip çıkmayan, aklını, kalbini ve imanını kiraya veren kişi ve toplumlar, eninde sonunda ruhlarını da satarlar. İnsanlar cahil kaldıkça, birilerine “kutsallık zırhı giydirerek” onu ilah ve rab hâline getirirler.
Kâinatın yegâne sahibi Allah (CC) Tevbe Suresi 31. Ayette şöyle........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d