menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Görülmeyenin Varlığı da Sorgulanmaz

8 0
24.04.2025

Gözlerimizle görmediklerimizi kalbimizle hissedemeyiz. Bu nedenle bazı gerçekleri hatırlatmak, görünür kılmak, çıplak gerçekliğiyle toplumun güzelliği kadar karanlığını da anlatmak zorundayız. Özellikle de kadına yönelik şiddet ve yoksulluk gibi kronik sorunların fotoğraflanması, sadece bir sanat ya da haber malzemesi değil, aynı zamanda bir toplumsal sorumluluktur. Bu yazı ile bir foto muhabiri olarak bu sorumluluğun neden var olduğunu, hangi koşullarda daha anlamlı ve etik hale geleceğini, çekilmeyen bir fotoğrafın yokluğunda nelerin kaybolduğunu sorgulamaya çalışacağım.

Fotoğraf, bir anı durduran, zamana kaydeden ve gözden kaçanı göz önüne seren en güçlü belgelerden biridir. Susan Sontag'ın deyimiyle "acıya bakmak", sadece gözle değil, vicdanla da yapılan bir eylemdir. 1993 yılında Kevin Carter'ın çektiği "Akbaba ve Çocuk" fotoğrafı, milyonlarca kişiyi sarsmış, dünya kamuoyunu Afrika'daki açlık sorununa odaklamıştı. Bu kare, hem bir başarının hem de bir etik tartışmanın fitilini ateşlemişti. Çünkü görmek, empatiyi tetikler; empati ise harekete geçmenin ilk adımıdır. Peki benzer bir çarpıcılıkla ülkemizde yaşanan kadına yönelik şiddeti ya da yoksulluğu anlatan kaç kare hatırlıyoruz?

Kadınların maruz kaldığı fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet; evlerin dört duvarı arasında, sokak köşelerinde ya da çalışma yerlerinde sessizce sürüp giderken, bu durumların kamuoyunda yeterince temsil edilmemesi, sorunun "varlığını" bile tartışılabilir hale getiriyor. Fotoğraf........

© Anayurt