Gazetecilik yalnızca haber peşinde koşmak değildir. Kameranın vizöründen bakarken gördüğümüz şey sadece görüntü değil; çoğu zaman bir annenin feryadı, bir çocuğun korkusu, bir insanın hayatta kalma çabasıdır. Biz gazeteciler, dünyaya bilgi taşırken aslında duygular da taşırız. Görmeyenin yerine görür, konuşamayanın yerine anlatırız. Ama bugünlerde Gazze'de yaşananlar, anlatmanın da sınırına geldiğimizi gösteriyor.

Son aylarda Gazze'deki gazeteciler artık yalnızca çatışmalarla değil, açlıkla da mücadele ediyor. Uluslararası ajanslar bölgede çalışan yerel gazetecilerini tahliye edebilmek için çağrılar yaparken, sahada kalanlar "haber değil, yaşam mücadelesi" verdiklerini söylüyor. Bunlar öyle dramatik açıklamalar değil; yaşanmış, belgelenmiş, hala sürmekte olan birer gerçeklik.

AFP (Agence France-Presse), 2024 başından bu yana Gazze'de görev yapan serbest gazetecilerini korumak için çabalıyor. Ajansın Gazeteciler Derneği (SDJ), geçtiğimiz günlerde kamuoyuna açık bir mektup yayınladı.

Mektupta şu ifadeler yer aldı. “AFP’nin 1944’teki kuruluşundan bu yana birçok çatışmada kayıplarımız oldu, ama hiç kimsenin açlıktan öldüğüne tanıklık etmedik.”

Bu cümle, sadece bir ajansın kaygısını değil, aynı zamanda gazeteciliğin geldiği trajik noktayı da gözler önüne seriyor. Foto muhabiri Bashar Taleb, sosyal medyada zayıflayan vücudunun ve boş bir buzdolabının fotoğrafını paylaşarak “Artık çalışacak gücüm kalmadı” dedi. AFP için çalışan bir diğer isim olan Ahlam, “her sabah işe çıkarken geri dönüp dönemeyeceğimi bilmiyorum” diyerek, fiziksel olduğu kadar........

© Anayurt