Ağır bedel
Uluslararası gazetecilik örgütlerinin verilerine göre, 1990’dan günümüze yaklaşık 3.000 gazeteci öldürüldü.
Gazetecilik doğası gereği riskler barındırır. Olaylara tanık olmaları nedeniyle, çıkar çevrelerinin ve suç örgütlerinin canlarını yakacak haberleri yayımlamaları sebebiyle hedef olurlar. Savaş alanlarında ya da çatışmaların yaşandığı olaylarda, görüntülerinin alınmasından hoşlanmayan kişiler veya gruplar tarafından fiziksel saldırıya maruz kalabilirler. Tabii bu bir tahmin değil, tecrübe. Geçmişte, bu tür saldırıların yaşandığı binlerce örnek var.
Gazetecilerin savaş, çatışma ve afet bölgelerindeki güvenliği zaman içinde büyük değişimler geçirdi. İlk savaş gazeteciliğinin Meksika Savaşları döneminde başladığı belirtilir. Osmanlı-Rus (1853-1856) savaşı olarak da bilinen Kırım Savaşı’nı The Times için takip eden William Howard Russell, haberlerini günler sonra gazetesine ulaştırabildiği için savaş alanında bir tehdit olarak görülmedi.
Amerikan İç Savaşı (1861-1865) ile birlikte gazeteciler için durumun değişmeye başladığı söylenebilir. Çok sayıda gazeteci, politikacılar tarafından casuslukla suçlandı, sürgün edildi ve net bir kayıt olmadığı için infaz edildikleri iddia edildi. 1. Dünya Savaşı döneminde ise gazetecilere baskı uygulanmaya ve savaş alanından uzak tutulmaya çalışıldı. 2. Dünya Savaşı ile birlikte........
© Anayurt
