İstanbul'un yeniden fethi
Aydınlarımız yine iki kutba savruldu. Oysa fetihte kurtuluşta ecdadımızın başarıları. Bunları yarıştırmak kadar büyük yanlış olamaz.
Gelelim ‘’Kurtuluş savaşı olmasaydı, İstanbul kurtulur muydu?’’ sorusunun cevabına. Kurtuluş savaşı olmasaydı Lozan değil Sevr geçerli olacaktı. İstanbul sembolik olarak Osmanlı’nın başkenti olarak kalacak ama fiilen Uluslararası komisyonun yani İngiltere’nin kontrolünde olacaktı.
Konuyu İngiltere’nin politikaları açısından ele aldığımızda daha doğru neticelere ulaşabiliriz. İngiltere 2. Dünya Savaşından sonra, sömürgelerini kaybetti. Londra, sömürgelerinden çatışmadan, anlaşarak, yani oradaki ekonomik çıkarlarını güvence altına alarak ayrılmayı öncelik olarak belirledi. İyi ilişkilerle ayrılmalıydı ki ticari menfaatleri zedelenmesin. Stratejik önemde olan yerlerde farklı formüller oluşturarak hakimiyetini sürdürdü.
Mesela Londra, Uzak Doğu’da kendisi için önemli olan iki limanı, Hong Kong ve Singapur’u, farklı yollarla elinde tuttu. Hong Kong’u yüz yıllık anlaşmayla Çin’den kiraladı. Bu anlaşma bitince çekilmek için ekonomik ayrıcalıklarının devamı anlamına gelen ‘’tek ülke, iki sistem’’ modelini şart koştu.
Singapur’da, sömürge döneminde Malaylara iş vermedi. Çin’den işçi getirerek, yüz elli yıllık zaman diliminde Çinlilerin çoğunluk olmasını temin etti. Zira bu siyaset sayesinde çift taraflı göç oldu. İşsiz kalan Malay’lar Singapur’dan ayrıldılar. Çinli çoğunluk, 1965 yılında Malezya’dan ayrılarak Singapur’u kurdu. Bugün, Singapur ve Hong Kong, hâlâ İngiltere’nin Uzak Doğu’daki ana ticari ortaklarıdır.
Bu örneklere bakınca “İngiltere,........
© Analiz
