menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye ve İsrail'in Suriye vizyonları

14 4
15.04.2025

Oysa Bahçeli biliyordu. Yapılan çağrı bir devlet politikasının sonucuydu ve amaç gerçekten iç cepheyi tahkim etmek, daha açık bir ifadeyle İsrail’in Türkiye’ye karşı kullanabileceği PKK’yı tasfiye etmek, eğer bu mümkün değilse zayıflatmaktı.

Zira Türkiye’nin ve İsrail’in Suriye politikaları taban tabana zıt. İsrail’e göre Suriye güçsüz, bölünmüş ve istikrarsız olmalı. İsrail için tehdit teşkil etmemeli. Yani 8 Aralıktan önceki Suriye, İsrail için biçilmiş kaftandı. Ülkenin kuzey batısı Türkiye’nin, kuzey doğusu PYD’nin kontrolündeydi. Güneyde Dürziler fiilen bağımsızdılar. Ekonomi çöktüğünden halkta devlette fakirdi. Suriye’deki bütün bileşenler birbiriyle çatışma halindeydi.

Oysa Suriye’nin bu durumu Türkiye için tehditti. Sınır boyunda PYD’ye bağlı teröristler vardı. Türk ordusunun kontrol ettiği bölgeler ve İdlib, bütçeye yüktü. Türkiye’nin işgalci olarak gösterilmesine yani imajının bozulmasına yol açıyordu. Türkiye milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapmak zorunda kalıyordu. Kısaca Türkiye Suriye sorununu çözmek zorundaydı. Bununla beraber bu sorunu çözdüğünde İsrail ile karşı karşıya geleceğinin farkındaydı. Yani tedbir almalıydı.

İlk alternatif, sorunu kansız çözmek yani Esat’la anlaşmaktı. Erdoğan defalarca çağrı yapmasına rağmen müspet yanıt alamayınca operasyon düzenlenmesine karar verildi. Esad’ın askeri gücünün zayıfladığı biliniyordu. Hizbullah’ın İsrail’in saldırıları nedeniyle askerlerini Lübnan’a çekmiş olması büyük avantajdı. Yine de bu kadar kısa sürede, böyle bir zafer........

© Analiz