Trump ve Powell arasındaki gerilim: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Ünay, ABD Başkanı Donald Trump ile FED Başkanı Jerome Powell arasındaki gerilimin arka planını ve küresel piyasalar üzerindeki muhtemel etkilerini, AA Analiz için kaleme aldı.
***
Kapitalist sistemin büyük güçler ve küresel sermaye grupları arasında rekabet dinamikleriyle şekillenen gelişim süreçleri boyunca yaşanan çeşitli mali krizler, fiyat istikrarı, finansal istikrar ve makroekonomik istikrar hedeflerinin önemini ortaya koydu. Gerek iç piyasalara dönük para arzı ve emisyon uygulamalarını yöneten, gerekse küresel düzeyde rezerv para muamelesi gören para birimlerinin değerlerini etkileyebilen Merkez Bankaları, özellikle Bretton Woods yönetişim sisteminin kurulmasının ardından çok önemli kurumlar haline geldi. Akademik literatürde "Bretton Woods I" olarak anılan 1945-1971 arası dönemde ABD dolarının değeri belli bir oran (35 $=1 ons) üzerinden altına endekslenirken, sabit kur sistemiyle dengeli büyüme rejimlerini esas alan "yerleşik liberal uzlaşı" uygulamada kaldı. 1971'de yüksek enflasyon ve rekabet kaybı baskılarıyla bunalan ABD yönetimi, altın-dolar ilişkisini tek taraflı olarak kaldırdıktan sonra finansal küreselleşme dalgalarının önü açıldı ve dalgalı kur sistemine geçildi. Sanayileşmiş dünyanın sermaye piyasaları arasında hızla ilerleyen entegrasyon süreçleri, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yakın koordinasyon halinde çalışan Merkez Bankaları'nın stratejik önemlerini bir kat daha arttırdı. 1980'li yıllarda "Vaşington Uzlaşısı" olarak bilinen ilk kuşak neoliberalizm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yayılmaya başlayınca, Merkez Bankaları monaterist sıkı para politikalarını uygulayan kamu otoriteleri olarak istikrar programları içinde kritik roller üstlendi.
Finansal küreselleşmenin kriz riskleri oluşturmadan ilerlemesini sağlamak üzere, bankacılık ve sermaye piyasalarına dönük düzenleme mimarileriyle Merkez Bankası bağımsızlığını teminat altına alan yapısal reformlar başlatıldı. 2008 Küresel Finans Krizi'nin gelişmiş ve gelişmekte olan dünyada oluşturduğu hasarlar çok taraflı girişimlerle onarılırken başta ABD Merkez Bankası (FED), Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere ve Japonya Merkez Bankaları olmak üzere güçlü Merkez Bankaları G-20, BIS, IMF gibi uluslararası kurumlarla birlikte hareket etti. Merkez Bankaları'nın özellikle kısa vadeli faiz oranları üzerinden yürüttükleri para politikaları, iç piyasalarda enflasyon risklerini düşürüp sürdürülebilir büyüme ortamını destekleme etkilerini belli zaman aralıkları sonunda üretebiliyorlardı. Bu yüzden demokratik sistemlerde politik rekabet, otoriter rejimlerde ise meşruiyet baskıları altındaki iktidarların ekonomik büyüme sıçramaları elde etmek adına para politikalarına müdahale etmelerini zorlaştıran hukuki........
© Anadolu Ajansı Analiz
