menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mali güvence arayışları merkez bankalarını altına mı yöneltiyor?

5 0
07.11.2025

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Ünay, dünyada artışta olan altın talebinin ve merkez bankalarının altın rezervlerini artırmasının nedenlerini AA Analiz için kaleme aldı.

***

İnsanlık tarihi boyunca değer saklama birimi olarak yaygın kabul gören altın, tabiattaki rezerv miktarının sınırlılığı, kontrollü üretim süreçleri ve olağanüstü koşullarda güvenli liman olma niteliğiyle yatırım ve tasarruf fonksiyonları üstlendi. Kolay şekil verilebilen, kimyasal etkilere karşı dayanıklı, korozyon ve oksitlenmeye karşı dirençli, ısı ve elektrik iletkenliği yüksek, yansıtıcı bir metal olması nedeniyle endüstriyel kullanımı da zaman içinde arttı. Sanayi devrimleri sonrasında uluslararası ticarette gözlemlenen keskin artışlar, resmi bir değişim standardına ihtiyacı derinleştirip altının sadece ulusal düzeyde değil, aynı zamanda küresel ticari işlem ve ödemelerde de kullanılmasının önünü açtı.

Nitekim Birinci Dünya Savaşı'na kadar uygulamada kalan Uluslararası Altın Standardı (International Gold Standard (1873-1914)), serbest ticaret temelli entegrasyonu istikrarlı kılabilmek için altını küresel para sisteminin odağına yerleştirdi. İki Dünya Savaşı arası dönemdeki kesintinin ardından Bretton Woods ekonomik yönetişim sistemine eklemlenen sabit kur rejimi, Altın-Dolar Standardı (Dolar Gold Standard (1944-1973)) üzerinden altın ile ABD doları arasında doğrudan değer ilişkisi kurup rezerv konumunu bir şekilde korudu. ABD ve Batı Avrupa yönetimlerinin ulusal para birimlerini arz-talep dinamikleri ışığında dalgalanmaya bıraktıkları 1973 sonrasında ise dalgalı kur rejimiyle finansal küreselleşmenin önü açılırken, altın rezerv unsuru niteliğiyle büyük ölçüde devreden çıkmış oldu. Sermaye piyasalarındaki teknolojik ve organizasyon yapılarına bağlı gelişmeler sonucu alternatif yatırım araçlarının sahneye çıkmaları, 21. yüzyıla girilirken altının tasarruf ve yatırım fonksiyonları açısından da tahtının sarsıldığı yönünde aceleci yorumlara yol açtı.

Ancak dünya ekonomisinde 2008 Küresel Finans Krizi ile başlayıp Euro Krizi ve Kovid-19 ile devam eden sarsıntıların, sermaye piyasalarında derinleşen istikrarsızlıkların, jeopolitik gerilim ve çatışmaların gölgesinde artan riskler altın talebinde yeni yükseliş dalgalarını tetikledi. Özellikle 2020’li yıllarda bir yandan mücevherat ve kuyumculuk sektöründen yüksek........

© Anadolu Ajansı Analiz