Dünya, İsrail'in nükleer faaliyetlerini neden görmezden geliyor?
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga Sakman, İsrail’in bilinen bir sır olan nükleer faaliyet çalışmalarını ve bu çalışmaların neden görmezden gelindiğini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Küresel nükleer manzarada, İsrail benzersiz bir vaka olarak öne çıkıyor. İsrail'in nükleer silahlara sahip olduğu yaygın olarak bilinmesine rağmen, ülke "opaklık politikası" denilen bir belirsizlik politikası uygulayarak bu silahların varlığını ne doğruluyor ne de yalanlıyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsünün (SIPRI) 2024 tahminlerine göre, İsrail’in elinde 80 ila 90 adet savaş başlığı bulunuyor ve bunların 200’e yakını da üretilebilir vaziyette stoklanmış durumda.[1] Ayrıca 187 ila 277 nükleer silah üretmeye yetecek, 750 ila 1110 kilogram arasında plütonyumun da İsrail yönetiminde bulunduğu biliniyor.[2]
SIPRI'ya göre, bu nükleer savaş başlıkları; İsrail’in sahip olduğu F-15, F-16 ve F-35 savaş uçaklarıyla, 50 kadar karadan fırlatılan Jericho II ve III füzesiyle, Alman yapımı Dolphin sınıfı denizaltılardan fırlatılan yaklaşık 20 Popeye Turbo seyir füzesiyle atılabilir ve 4 bin 500 kilometreye kadar menzile ulaşabilir.
İsrail’in 2022 yılında nükleer güçlerini inşa etmek ve sürdürmek için tahmini 1,2 milyar ABD doları harcadığı tahmin ediliyor. [3] Resmi bir kabul olmadığı sürece, yasal hesap verebilirlik, uluslararası denetimler ve silahların ifşası ya da azaltılması konusunda çok az diplomatik baskı uygulanabiliyor.
İsrail’in nükleer programı, 1986 yılında Dimona Tesisi’nde bir teknisyen olan Mordehay Vanunu’nun tesisi ifşa etmesinden bu yana herkesçe bilinen bir sır. Vanunu, The Sunday Times’a fotoğraflı kanıt ve ayrıntılı tanıklık sunarak, birçok kişinin şüphelendiği ancak kimsenin kanıtlayamadığı şeyi doğruladı.
1950’lerde Mısır'da Cemal Abdunnasır yönetiminin Fransa’nın bölgedeki kolonyal politikalarını tehdit edebileceği düşünüldü. Fransız yönetimi, hem Mısır’daki kolonilerinde istikrarı sağlamayı hem de Abdunnasır’ın millileştirdiği Süveyş Kanalı’nı tekrar geri almayı ümit etti. Bu nedenle, İsrail’e verdikleri desteğin bir parçası olarak, Mısır sınırına yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaki Necef (Negef) Çölü’nde nükleer bir tesisin kurulması........
© Anadolu Ajansı Analiz
