Gazze: 21. yüzyılın Auschwitz'i
Mardin Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Rakipoğlu, İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırım stratejilerini ve amaçlarını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Gazze, 7 Ekim 2023 sonrasında yalnızca İsrail'in soykırım ve yoğun askeri saldırıların hedefi olmadı; aynı zamanda Filistin halkının kolektif varlığına, hafızasına ve geleceğine yöneltilmiş bir imha planının sahnesine dönüştürüldü. İsrail, "güvenlik" kisvesi altında uyguladığı yıkım, abluka, aç bırakma ve zorunlu göç politikalarıyla Gazze'yi adım adım bir 21. yüzyıl toplama kampına dönüştürüyor. Bu durum yalnızca askeri bir strateji değil; aynı zamanda ideolojik, yerleşimci-sömürgeci ve sembolik bir imha projesi olarak kurgulanıyor. İsrail'in Gazze'de yürüttüğü bu çok katmanlı soykırım stratejisi, sistematik yerleşim yıkımı, sivil alanların yok edilmesi, açlık ve insani altyapının çökertilmesi ve dijital gururla teşhir edilen sembolik yıkım performansları ile doğrudan ilintili.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının temel hedeflerinden biri, yalnızca Hamas'ın askeri kapasitesini değil, aynı zamanda tüm sivil altyapıyı da ortadan kaldırmak. Başka bir deyişle, İsrail Gazze'de hiçbir yapının ayakta kalmamasını hedefliyor. Ancak bu yıkımın boyutları, sadece savaşın "ikincil zararı" olarak açıklanamayacak kadar kapsamlı ve hedefli. Gazze'de okullar, üniversiteler, camiler, kiliseler, kültür merkezleri, arkeolojik yapılar ve mezarlıklar sistematik olarak yerle bir ediliyor. Bu alanlar sadece fiziksel değil, aynı zamanda sembolik anlamlar taşıyan, bir halkın belleğini ve direniş kapasitesini temsil eden yapılar. İsrail, özellikle bu yapıları yıkarak bir tür "hafıza temizliği" yapmaya çalışıyor.
İsrail işgal güçlerine bağlı iş makinelerinin sosyal medyada paylaştığı videolarda, okul binalarının, camilerin ve yerleşim mahallelerinin "büyük bir gururla yıkılması", yıkımın ideolojik yönünü gözler önüne seriyor. Bu görüntülerde, İsrail'in bir askeri operasyonun ötesinde, Filistin halkının yaşam alanının planlı biçimde ortadan kaldırılmayı ve yerine "boş bir arazi" bırakmayı amaçladığı görülüyor. Bu boşluk, İsrail’in yerleşimci-sömürgeci tahayyülünde "yönetilebilir" ve "yeniden biçimlendirilebilir" bir coğrafya anlamına geliyor. Bu nedenle, Gazze'deki yıkım yalnızca askeri değil, epistemolojik bir imha biçimi olarak da okunabilir. Kısacası İsrail; Gazze'nin hafızasını, kültürel sürekliliğini ve sosyal dokusunu yok etmeyi hedefleyen planlı bir unutturma ve yok etme siyaseti hedefliyor Bu bağlamda İsrail'in Gazze'ye yönelik işgal stratejisinin,........
© Anadolu Ajansı Analiz
