menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye'nin enerji geleceği: Nükleer gücün stratejik rolü

18 22
31.07.2025

Milli İstihbarat Akademisi Öğretim Üyesi Dr. Celal Erbay, nükleer enerjinin küresel enerji arzındaki kritik rolünü ve Türkiye'nin bu alandaki stratejik yaklaşımını AA Analiz için kaleme aldı.

***

Dünya, bir yandan artan nüfus ve sanayileşmenin tetiklediği enerji talebini karşılarken, bir yandan da iklim krizinin ağır sonuçlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Fosil yakıtlara dayalı üretim süreçlerinin yarattığı yüksek karbon salınımları, küresel sıcaklık artışını sınırlama hedeflerimizi tehdit ediyor. Bu çerçevede nükleer enerji; düşük karbon yoğunluğu, yüksek kapasite faktörü ve kesintisiz baz yük sunma yeteneğiyle hem arz güvenliğini hem de sürdürülebilirlik hedeflerini aynı anda gerçekleştirmek için stratejik bir araç olarak öne çıkıyor. Türkiye, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile enerji çeşitliliğini güçlendirirken, karbon nötrlüğü yolunda attığı doğru adımlarla hem iklim hedeflerine hem de dışa bağımlılığın azaltılmasına somut katkı sunmayı amaçlıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, dünyadaki elektrik talebi son 10 yılda hızlı artış kaydetmiş ve 2024'te toplam elektrik üretimi yaklaşık 31 bin teravat saate ulaşmıştır. [1] Bu artışın temel sebebi, artan sanayileşme, şehirleşme ve dijitalleşme trendleridir. Fosil yakıtlar hala küresel birincil enerji arzının yarısından fazlasını karşılarken, karbon emisyonlarının iklim krizi üzerindeki etkisi her geçen gün daha belirgin hale gelmektedir. Bu bağlamda nükleer enerji düşük karbonlu, kesintisiz ve yüksek kapasiteli bir üretim alternatifi sunarak, iklim hedeflerine ulaşmada kritik rol üstlenmektedir.

Nükleer enerji, 2023'te dünya elektrik üretiminin yüzde 9,2'sini sağlamış, gelişmiş ekonomilerde ise bu oran neredeyse yüzde 20'ye yükselmiştir. Nükleer santraller, elektrik üretim kapasite faktörlerinin yüzde 85-90 aralığında seyretmesi sebebiyle rüzgar ve güneş enerji santrallerine kıyasla daha öngörülebilir bir üretim performansı sergiler. Ayrıca, bir reaktör işletmeye alındıktan sonra işletme maliyetleri görece düşük ve yakıt verimliliği yüksektir. Ortalama bir reaktör ünitesi yıllık bazda........

© Anadolu Ajansı Analiz