Netanyahu hükümetindeki çatlaklar derinleşiyor mu?
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğçe Ersoy Ceylan, İsrail'de koalisyon hükümetinde artan çatlakları ve bunun Netanyahu iktidarı için doğurduğu riskleri AA Analiz için kaleme aldı.
***
İsrail’de siyaset, tarih boyunca istikrarsız koalisyonlar, ani hükümet değişimleri ve güvenlik temelli toplumsal kutuplaşmalarla tanımlanmıştır. Ne var ki, 7 Ekim 2023 sonrası dönemde Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümetinin karşı karşıya olduğu kriz, sadece askeri ya da diplomatik bir kriz olmanın ötesinde, İsrail siyasal sisteminin yapısal gerilimlerini de görünür kılmıştır. Son olarak, Ultra-Ortodoks (Haredi) partilerden Şas’ın, Haredilerin askerlikten muaf tutulmasını sağlayacak yasa üzerine yaşanan görüş ayrılığı nedeniyle hükümetten çekilme kararı alması, Netanyahu koalisyonunda ciddi bir kırılmayı tetikledi. Bu gelişme, hem hükümeti teknik olarak azınlık durumuna düşürdü hem de zaten baskı altında olan Netanyahu’yu daha da zayıflattı. İsrail Meclisi'nin (Knesset) tatile girecek olması Başbakana bir nefes almak için fırsat verecek olsa da dönüşte Netanyahu’yu çetin bir mücadelenin beklediği aşikâr.
İsrail siyasetinde Haredi partilerin kilit rolü uzun süredir biliniyor. Haredi topluluklar, İsrail kurulurken eski İsrail Başbakanı David Ben-Gurion ile Agudat Israel topluluğu arasında yapılan 1947 Statüko Anlaşması uyarınca kurulacak devletin tanınması karşılığında Yahudiliğin belirli yasalarının korunması ve Yahudilerin dini eğitimlerini sürdürebilmek adına askerlikten muaf tutulması hakkını elde etti. O dönem görece az sayıda olan bir topluluk için bu muafiyet çok göze batmasa da yıllar içerisinde askerlikten muaf olanların sayısının sürekli artması özellikle seküler kesimlerde büyük bir tepkiye yol açmaya başladı. Yükümlülüklerin adaletsiz paylaşımı meselesi, toplumsal meşruiyet krizini her geçen gün derinleştirdi. İsrail ordusunun yaptığı operasyonlarda savaş yükünü çekenlerin seküler Yahudiler olması, devletle yapılmış olan bu sözleşmenin daha geniş kesimlerce sorgulanmasına neden oldu. Özellikle de İsrail ordusunun Gazze’de yıkımı sürdürmesi neticesinde insani facia her geçen gün kötüleşirken Duygusal İlk Yardım Servisi'nin (ERAN) 6 binden fazla askerin destek için başvurduğunu ve intihar vakalarının arttığını duyurması tepkileri daha da şiddetlendireceğe benziyor. Bu nedenle Haredi muafiyeti artık sadece bir din-devlet meselesi değil; aynı zamanda vatandaşlık eşitliği ve yük paylaşımı üzerinden yürüyen yapısal bir kriz.
Geçtiğimiz günlerde Dış İlişkiler ve Savunma Komisyonu Başkanı Yuli Edelstein tarafından hazırlanan Haredi öğrencilerin askerlikten muaf tutulacağı yasa önerisinde uzlaşı sağlanamaması nedeniyle Şas’ın hükümetten çekilmesi, bu kırılganlıkların artık koalisyon içinde taşınamaz hale geldiğini gösteriyor. Şas’ın........
© Anadolu Ajansı Analiz
