menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Körfez Şiilerinin sessizliği: İran'ın bölgesel liderlik krizi mi?

13 0
02.07.2025

Mardin Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Necmettin Acar, İsrail'in İran'a saldırılarıyla başlayan süreçte Körfez Şiilerinin nasıl konumlandığını ve İran'ın bölgede gitgide azalan yumuşak gücünü AA Analiz için kaleme aldı.

***

1979 Devrimi sonrasında İran, Körfez bölgesindeki Şii topluluklar üzerinde güçlü bir politik ve ideolojik nüfuz kurarak bu kesimleri kendi bölgesel stratejileri doğrultusunda mobilize etme yeteneği kazanmıştı. İran, bu sayede son 40 yılda Şii kimliğini bir dış politika aracı olarak kullanarak Körfez'deki jeopolitik denklemde önemli bir kaldıraç elde etmişti. Özellikle Suudi Arabistan, Bahreyn ve Irak gibi ülkelerdeki Şii varlığı, İran'a bu ülkelerin iç politikalarına dolaylı müdahale imkanı sunarak önemli bir baskı mekanizmasına dönüşmüştü.

Ancak İran'ın yıllar boyunca ideolojik, mezhepsel ve kültürel bağlar üzerinden inşa ettiği nüfuz alanı, son dönemde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İsrail'in artan askeri baskısı karşısında beklenen düzeyde bir dayanışma ve destek üretmede yetersiz kaldı. İran, 2006'daki İsrail-Hizbullah savaşında Şii kitleleri kolayca harekete geçirerek Körfez’deki statükocu ve Batı yanlısı rejimler üzerinde ciddi bir iç baskı unsuru oluşturmayı başarmıştı. Ancak bu güne gelindiğinde Tahran; İsrail'in Lübnan, Yemen, Suriye ve doğrudan kendi topraklarına yönelik yıkıcı saldırılarına rağmen Körfez başta olmak üzere bölgedeki Şii toplulukları kendi çıkarları doğrultusunda mobilize etmekte başarısız oldu. Bu durum, İran'ın Şii dünyadaki ideolojik merkez olma iddiasının zayıfladığını ve bu söylemin artık eskisi kadar karşılık bulmadığını ortaya koyuyor.

Uzun yıllar Körfez bölgesinde siyasal sistemin dışında tutulan ve otoriter rejimlerin baskısı altında marjinalleştirilen Şii topluluklar, istikrarsızlık potansiyeli taşıyan unsurlar olarak görüldü. Devrim sonrasında İran, bu dışlanmış grupları kendi jeopolitik ve teopolitik stratejilerine entegre ederek İran-Suudi rekabetinin etkili bir aracı haline getirmekte zorlanmadı. İran'ın bölgede artan ideolojik etkisi, Şii nüfusun Tahran'ın ulusal çıkarları doğrultusunda mobilize edilebileceği bir zemin ortaya çıkardı. Böylece memnuniyetsiz Şii nüfus, Körfez siyasetinde Tahran'a önemli bir kaldıraç sağlarken Körfez ülkelerinde ciddi bir istikrarsızlık kaynağı haline geldi.

Ancak 7 Ekim sonrasında yaşanan gelişmeler ve........

© Anadolu Ajansı Analiz