MURAD AESA radarı: Türkiye radar teknolojisinde üst lige çıkıyor
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Seren, Türkiye'nin yerli AESA radar kabiliyetini ve ASELSAN'ın MURAD sistemi üzerinden savunma ve teknoloji alanındaki stratejik kazanımlarını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Türk savunma sanayisi, ileri teknolojileri yerlileştirme ve millileştirme konusunda yine kritik bir eşiği aştı. ASELSAN’ın milli imkan ve kabiliyetlerle geliştirdiği MURAD 100-A AESA radarı Kızılelma ile ilk uçuşunu başarıyla tamamlarken, F-16 platformundan, bu radar kullanılarak hava-hava füzesi atışı da gerçekleştirildi. Bu önemli adım, Türkiye’nin teknoloji yetkinliği ve küresel radar pazarındaki potansiyel konumunu sergileyen bir diğer mühim gelişme oldu.
Öncelikle radar sistemlerini; kara, deniz ve hava platformlarının gözü ve kulağı şeklinde düşünmek gerekir. Tıpkı diğer teknoloji ürünlerinde olduğu gibi, radar teknolojisi de kendi içerisinde nesillere ayrılmaktadır. Bu anlamda "Aktif Elektronik Taramalı Dizi" namı diğer "AESA," radar teknolojisinde yaşanan bir devrim niteliğindedir. Zira mekanik ve PESA radarlarıyla mukayese edildiğinde AESA teknolojisi birçok avantaja sahiptir ve bu avantajlar rakip/düşman unsurlar karşısında ciddi bir üstünlük kazandırmaktadır. En basit tabiriyle izah edecek olursak, mekanik radarlar fiziksel anlamda müstakil şekilde duran bir antene sahiptir ve bu anten ancak baktığı yönde tarama yapmaktadır. Sistemin fiziksel açıdan daha yavaş çalıştığı ve düşman unsurlar tarafından çok daha kolay tespit edilebileceği not düşülmelidir.
Faz dizili radar sınıflandırmasında yer alan AESA, üzerlerinde bulunan antenler fiziksel olarak hareket etmeden radar hüzmesini elektronik olarak yönlendirmektedir. Bu bağlamda, AESA radarlarının üzerinde sinyal gönderip alabilen her biri birbirinden bağımsız şekilde çalışan çok sayıda alıcı ve verici modül vardır. Radarların üzerinde bulunan her bir modül ayrı radyo dalgaları yayarak ışınları yönelttikleri ve PESA’ya kıyasla dalgaları çok daha geniş bir frekans aralığında yaydıkları için arka plan gürültüsü üzerinden tespit edilmeleri zordur. Dolayısıyla AESA radarı entegre edilmiş hava ve gemi platformlarından yayılan radar sinyalleri çok güçlü olsa dahi gizli kalabilmektedir. Öte yandan, her biri birbirinden bağımsız çalışan bu modül yapısı, AESA’nın çok rollü ve işlevli bir radar sistemi olarak arama, takip, hedefleme ve elektronik harp gibi muhtelif görevleri çok kısa zamanda, yüksek çeviklikte ve düşük görünürlükte icra etmesini sağlar. Öte yandan AESA teknolojisinin, diğer radar sistemlerine kıyasla çok daha geniş bir alanda, çok daha uzun bir menzilde yüksek çözünürlük sunarak çoklu hedef takibi yapabildiğinin altı çizilmelidir.
Özellikle Türkiye gibi son derece çeşitlilik arz eden risk ve tehdit kütüphanesine sahip olan; bu bağlamda, bir taraftan tehditleri bertaraf ederken, diğer taraftan bölgesel ve küresel konjonktürün gerekli kıldığı yüksek düzey ve stratejik seviyede askeri caydırıcılığa sahip olması gereken ülkeler için AESA teknolojisi olmazsa olmazdır. AESA teknolojisi, hedef tespitinde ve teşhisinde çok daha geniş alan, uzun menzil ve hassas görüntüleme sağlayan, çoklu hedef takibini (kara, hava veya deniz hedefleri) mikrosaniyeler içerisinde yaydığı geniş radyo frekans dalgalarıyla azami hız ve başarıyla icra eden bir sistemdir. Keza düşük tespit edilebilirliği sayesinde karıştırılması zordur ve bu anlamda özellikle İHA sistemleri için hayati öneme sahiptir.
Yine bu minvalde, hedef tespit ve takip görevlerini icra ederken elektronik harp yeteneklerini başarıyla yerine getirebilecek bir mekanizmaya sahiptir ki, böylece eş zamanlı olarak elektronik karıştırma, aldatma ve taarruz görevlerini gerçekleştirebilmektedir. Bunun haricinde AESA, mekanik ve pasif faz dizinli sistemlere karşın daha az hareketli parçası olması sebebiyle daha dayanıklıdır ve bu da bakım kolaylığı ve maliyeti açısından daha avantajlı bir durum yaratmaktır. Mekanik radarlara karşı bir diğer avantaj ise, sistemin çalışma prensibidir. AESA radarının üzerinde yüzlerce anten vardır ve her bir antenin kendisine ait alıcı-verici modülü bulunmaktadır. Aynı kaynaktan beslenmeyen, birbirlerinden tamamen bağımsız çalışan ve adeta ışık hızında........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d