AİHM içtihatları bağlamında ifade özgürlüğü ve dini inançların korunması
Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, Leman dergisinde yayınlanan tartışmalı karikatürün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları çerçevesinde dini düşünceye müdahale sayılıp sayılmayacağını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Haftalık mizah dergisi Leman'da yayınlanan İslam Peygamberleri Hz. Muhammed ile Hz. Musa'yı konu alan karikatür kamuoyunca tepkiyle karşılandı. Bu tür hadiseler Danimarka'daki Jyllands-Posten gazetesinde ve Fransa'daki Charlie Hebdo dergisinde yayınlanan ve yine Hz. Muhammed'i konu edinen karikatürler sonrasında da yaşanmıştı. Danimarka'daki olayda protestolarda birçok kişi yaşamını yitirirken Fransa'da ise dergi binasına silahlı baskın düzenlemişti. Hatta benzer protestolar Salman Rüşdi'nin "Şeytan Ayetleri" kitabı ve Sam Bacile'nin "Müslümanların Masumiyeti" adlı filminden sonra da görülmüştü.
Bu geçmiş bilinmesine rağmen Leman dergisinin böyle bir karikatür yayınlamasının kamuoyunda infial yaratacağı aşikardır. Bu anlamda, öncelikle belirtmeliyiz ki böyle bir "açık risk" karşısında ifade özgürlüğü savunması bu riski ortadan kaldırmamaktadır. Bu nedenle hem devletler hem Birleşmiş Milletler (BM) belgeleri hem de AİHM gibi kurumlar dinin karalanması ve nefret söylemini ifade özgürlüğü kapsamında kabul etmemekte ve dini değerlerin karalanmasına karşı önlem alınmasını haklı bulmaktadır.
AİHM, bu hususta "nefret söylemi" (hate speech) adıyla içtihat oluşturmuş, din hakkında konuşmayı fikir özgürlüğü çerçevesinde görmekle birlikte dini değerler ile alay ederek bir kesime karşı yapılan ayrımcılığı ve provokasyonu "nefret söylemi" çerçevesinde değerlendirmiştir. Ayrıca 1999'da İslam İşbirliği Teşkilatınca kavramsallaştırılan "İslam'ın karalanması" (defamation of Islam) ifadesi BM tarafından da "dinlerin karalanması" (defamation of religions) şeklinde benimsenmiş ve devletler açısından uyulması istenen birçok "Genel Kurul Kararı" alınmıştır.
Dini değerlere hakaretin iç mevzuatta düzenlenmesi Avrupa Birliği (AB) metinleri tarafından da teşvik edilmektedir. Bu anlamda Almanya, Avusturya, Fransa, Polonya, Danimarka, Belçika gibi ülkelerin mevzuatlarında dine hakaret suç sayılmaktadır. Nitekim 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu da "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" başlıklı 216. maddesinin 3. fıkrasında........
© Anadolu Ajansı Analiz
