Trump'ın hamlelerini anlamak: İçgüdüsel diplomasi
Amerikalı akademisyen Adam McConnel, ABD Başkanı Donald Trump'ın dış ilişkilerinde tutarlı bir doktrin izleyip izlemediği tartışmalarını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Guildenstern: “İşte! Nasıl oldu?”
Rosencrantz: “Zekice!”
G: “Doğal olarak mı?”
R: “İçgüdüsel.”[1]
Artık, bizzat kendisinin de söylediği gibi, ABD Başkanı Donald Trump’ın karar alma süreçlerini neyin yönlendirdiğini kesin olarak biliyoruz: içgüdü [2]. Trump’ın verdiği kararların arkasında ne uzun soluklu bir plan ne de sağlam bir strateji olmadığı uzun zamandır herkesin malumuydu ancak yine de hem yandaşları hem de muhalifleri, onun tutarsız, çelişkili hatta mantığa aykırı kararlarına çeşitli açıklamalar getirmeye çalıştılar. Umarım Trump’ın bu itirafı, gerçekleri kavramamıza yardımcı olur ve dikkatimizi esas meseleye, yani onun gösterişli ama gelişigüzel kararsızlıklarının yarattığı kaosla nasıl başa çıkacağımıza odaklanmamıza vesile olur.
Trump’ın nadir görülen tutarlı diplomatik yaklaşımlarından biri, ilk döneminde de göze çarpan Çin’e yönelik ikili tavrı: sık sık Pekin’i sert sözlerle tehdit ederken, zaman zaman da övgü dolu ifadeler kullanıyor [3]. Bu agresif anti-Çin söylemi ile Moskova’yla kurduğu görece dostane ilişkiler arasındaki tezat, “ters Nixon” adıyla anılan taktiksel bir manevrayı işaret ediyor—1970’lerin başında Nixon’ın Çin’i Soğuk Savaş’ta SSCB’den uzaklaştırıp ABD’ye yaklaştırma stratejisinin tam tersi bir yaklaşım.
Ancak Nixon ile Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger’ın uzun vadeli, net bir stratejisi vardı ve bu stratejinin başarısı için taktikler geliştirmişlerdi. Trump ise ne benzer bir strateji ne de belirgin bir vizyon ile hareket ediyor, sözleri ve eylemleri, böyle bir strateji izleyen bir liderden beklenenlerle örtüşmüyor. Aynı şekilde, bazıları Trump’ın da Nixon’a atfedilen “deli adam teorisi”ni kullandığını ileri sürdü. Ne var ki Nixon bu yöntemi yalnızca birkaç özel durumda uyguladı, Trump’ın genel tutumu ise özellikle ilk döneminde, tutarsız ve öngörülemez.
Sonuçta, bir siyasetçinin öngörülemez davranışını stratejik bir taktik olarak yorumlamaya çalışmak komplo teorisi olacaktır zira geriye dönük bakıldığında ortaya çıkan her tutarsız veya mantık dışı karar, "deli adam teorisi" iddiasıyla kasıtlıymış gibi gösterilebilir.
Trump'ın davranışlarını değerlendirmek için yeterince zamanımız oldu. Dört yıldan fazla bir süre başkanlık yapmasının yanı sıra, Trump, 2017’de göreve başlamadan önceki 30 yıl boyunca New York sosyetesinde ve televizyon kişiliği olarak kamuoyunda tanınmıştı ve şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Occam’ın Usturası [4], Trump’ın politika tercihlerini anlamlandırabilmek için en iyi araç. Eğer Trump uluslararası ilişkiler yaklaşımını........
© Anadolu Ajansı Analiz
