menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi ve Demokrat Parti'nin Türkiye tartışmaları

6 1
09.05.2025

Amerikalı akademisyen Adam McConnel, ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack'ı ve geçmişten günümüze Demokrat Parti'nin Türkiye yaklaşımını, AA Analiz için kaleme aldı.

***

ABD siyasetini adeta Trumpvari bir "fırtına ve öfke" kaplarken -ki bu yalnızca kısmen son seçim döngüsünün ürünü- başka bir tartışma daha yoğun biçimde ön plana çıkıyor: "Demokrat Parti'ye ne oldu?" [1] Demokrat Parti'nin bu çıkmaza sürüklenişinin tek bir gerekçesi olmadığı aşikar. Donuklaşmış liderlikten bitmek bilmeyen iç bölünmelere dek uzanan sorunları aşarak imajını yenilemesi ve ulusal arenada ilham verici adaylar sunabilmesi için katetmesi gereken uzun bir yol var.

Yurt dışında yaşayan biri olarak Demokrat Parti'nin dış politikaları hep ilgimi çekmiştir. 20 yıl öncesine kadar Türkiye, yalnızca siyasi olarak ön plana çıkarsa ABD medyasında yer buluyordu. Bu yüzden Demokrat Parti'nin yer aldığı ABD siyasetinin merkez solundaki tartışmalar genel olarak yüzeysel genellemelerden ibaretti. Türkiye, Amerikalıların neredeyse hiç bilmediği bir ülkeydi. Cumhuriyetçi George W. Bush yönetimi sırasında, ABD'nin Irak'ı işgali ve bu fiyaskoyu sonradan meşrulaştırma çabası, Türkiye'nin uluslararası arenadaki önemini güçlendirdi. Irak'ta kitle imha silahları bulunamayınca Bush yönetimi, hızla kurgulanmış Büyük Orta Doğu Projesi'ne odaklandı ve Türkiye'yi, Irak'ta olmasını hedeflediği demokratik model olarak öne çıkardı.

Bush'un siyasi ihtiyaçlarına tüm Cumhuriyetçi saflar destek vermese de neokonlar, 2004-2008 yıllarında, Türkiye'ye ve seçilmiş liderlerine yönelik düşmanlıklarını giderek sertleştirdi. Bu düşmanlık, ülkeyi bir NATO müttefiki olmasına rağmen bir "tehdit" olarak ortaya koymak için neokon yorumcuların türettiği olumsuz kavram ve yafta biçimleriyle ortaya kondu.

2008'de Barack Obama'nın Başkan seçilmesi tüm dünyada coşkuyla karşılandı. Türkiye'de de onun onuruna bestelenen şarkılar, hissedilen heyecanı gözler önüne seriyordu. Obama da Amerika'nın, Müslüman dünyayla ilişkilerinde "reset" (sıfırlama) ilan edeceği konuşmayı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapmayı tercih etti [2].

O andan itibaren işler hızla kötüye gitti. Obama'nın ilk yıllarında, ABD'li ilericiler bile 2003 sonrası neokon yorumcuların kışkırttığı agresif Türkiye karşıtı söylemi benimsemeye başladı. İkinci dönemde ise Washington'ın tutumu giderek sertleşti ve Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişimiyle doruğa ulaştı [3]. Demokratik seçimlerle hükümeti belirlenmiş bir NATO müttefikinin askeri darbe tehdidiyle karşılaşmasına, Obama........

© Anadolu Ajansı Analiz