Sporun hayatla dansı
Spor, sadece kasların hareketinden ibaret değildir; bir yaşam biçimidir. Sahaya, piste ya da salona adım atan her birey aslında kendisiyle bir mücadeleye başlar. Bu mücadele yalnızca rakiple değil, aynı zamanda yorgunlukla, kararsızlıkla ve zaman zaman umutsuzlukla da yapılır. Fakat tam da bu yüzden spor, insanın karakterini yoğuran en güçlü alanlardan biridir. Her ter damlası, azmin, sabrın ve inancın bir sembolüdür.
Günümüzde teknoloji, konfor ve hız üçgeninde yaşayan insan çoğu zaman hareket etmeyi unutur hâle geldi. Hareketsizliğin getirdiği sağlık sorunları, stres ve yorgunluk, modern çağın en yaygın hastalıkları oldu. İşte tam bu noktada spor, sadece bir fiziksel etkinlik değil, bir kurtuluş yoludur. Sabahın erken saatlerinde yapılan kısa bir yürüyüş bile günün geri kalanında zihni açar, stresi azaltır ve bedene canlılık kazandırır. Spor, insanı yeniden doğayla, bedenle ve ruhla barıştırır.
Sporun toplumsal yönü de en az bireysel faydaları kadar güçlüdür. Tribünlerde binlerce kişi aynı anda sevinir, aynı anda üzülür. Bir gol, bir sayı, bir saniye; tüm farklılıkları bir anda siler. Etnik........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d