menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zaman yolculuğu fırsatı sunan birkaç film

11 2
24.10.2025

Arsenic and Old Lace (1944), The Texas Chain Saw Massacre (1974), Psycho (1960) cinayet işlemeyi alışkanlık haline getiren suç makinelerinden esinlenmiş filmlerden ilk akla gelenlerdi...

17 kurbanı olan Jeffrey Lionel Dahmer de "My Friend Dahmer" (2017), "Dahmer" (2002), Monster: The Jeffrey Dahmer Story (2022) gibi çok sayıda filme konu oldu...

Çok sayıda cinayeti büyük bir soğunkanlıkla işleyen Ed Gein de pek çok filme konu oldu...The Texas Chain Saw Massacre (1974) ve Charlie Hunnam'ın baş rolünde olduğu Canavar: Ed Gein'in Hikayesi-Monster- The Ed Gein Story (2025) bunlardan ikisiydi...

Ed Gein'in 1957'de tutuklanmasına rağmen idam edilmemesi ve 77 yaşına kadar yaşaması (1984'e kadar yaşadı) adalet tarihinin en yüz kızartıcı olaylarından biridir...

Nora ve Nellie Brooks...

Bu İkiz Kız Kardeşler saf kötülük doluydu...

1955'te, kırsal Vermont'ta, ikiz kardeşler Nora ve Nellie Brooks gezginler için bir pansiyon işletiyordu. Birbirlerine benziyorlardı; aynı solgun yüzler, aynı yumuşak gülümsemeler.

Konuklar yemeklerini ve sıcaklıklarını çok seviyordu. Ama kimse iki pansiyonda kez kalamıyordu.

Kız kardeşler, her ziyaretçinin "saklanmaya değer bir hikâyesi olduğuna" inanıyorlardı. Akşam yemeğinden sonra, misafirlerinin şarabına zehir katıp kurbanlarını bahçeye gömüyorlardı...
Bir müşteri kız kardeşlerin gazabından kaçıp şerife haber verince, polis evin arkasında on dört mezar kazdı.

İkizler tutuklanmaya direnmedi. Sadece hep bir ağızdan "Biz insanları gömmüyoruz. Anılar ekiyoruz." dediler.

Pansiyon bugün bile hâlâ ayakta.

Danacıobası nişan faciası 24 Kasım 1980 tarihinde Kırıkkale'nin Keskin ilçesi Danacıobası köyünde meydana gelen patlama ve yangın sonucu 97 kişinin öldüğü olaydır.

Köyde gerçekleştirilen bir nişan töreni sırasında, elektrik kesildi ve kadın ve çocukların toplanmış olduğu 3 odalı bir evde ısınmak için kullanılan LPG tüpü infilak etmiştir. Olayda aralarında nişanı yapılan 13 yaşındaki kızın da bulunduğu, tamamı kadınlar ve çocuklardan oluşan 97 kişi patlama, yangın, dumandan zehirlenme ve çıkan panikte ezilme sonucu ölmüştür. Köydeki erkekler başka bir binada toplandıkları için olaydan zarar görmemiştir. Olay tarihinde 402 olan köy nüfusunun dörtte biri faciada yok olmuştur.

Facianın sosyal etkileri ve yarattığı travma olaydan sonra da devam etmiş, kadın nüfusu neredeyse kalmayan köyde dul kalan erkekler çocuklarını evlatlık olarak verdiler...

Senaristliğini ve yönetmenliğini Bilge Olgaç'ın yaptığı, başrollerini Perihan Savaş, Mesut Engin ve Halil Ergün'ün paylaştığı 1984 tarihli Kaşık Düşmanı filmi, faciada yaşananlardan esinlenilerek çekilmiştir. Film Fransa'da düzenlenen 7. Créteil Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nde birincilik ödülünü kazandı...Filmin yapımcısı işadamı Mehmet Ali Yılmaz'dı...

Filmin kadın yönetmeni 1994'te evinde sobadan kaynaklanan yangında hayatını kaybetti...

Mehmet Ali Yılmaz (21 Ekim 1948, Trabzon - 24 Nisan 2024, İstanbul), Türk siyasetçi, iş insanı ve eski Trabzonspor başkanı. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 2025-26 Süper Lig sezonu ''Mehmet Ali Yılmaz Sezonu'' olarak adlandırıldı.

Celal Şengör’ü Büyüleyen Film: Krakatoa: Büyük Macera

Atatürk sevgisinde herkesi geride bırakan, Jeolog Profesör Doktor Celal Şengör’ün şu anda Hürriyet Gazetesi kadrosunda yer alan değerli gazeteci yazar Sefa Kaplan ile yaptığı nehir söyleşi Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından “Bir Bilim Adamının Serüveni” adıyla yayınlandı. Profesör Doktor Celal Şengör bu kitabın 38. sayfasında “Krakatoa: East of Java” adlı sinema filminden bahsediyor. Bu sıralar bu kitabı okumakta olduğumdan ve bu kitabı herkese tavsiye ettiğimden Profesör Doktor Celal Şengör’e ulaşarak kendisine bir soru sordum. Sorduğum soru ve Profesör Doktor Celal Şengör’den aldığım yanıtı aşağıda okuyabilirsiniz.

Hakan Sonok: “This Changing Earth” başlıklı makaleyi okuyunca jeoloji konusundaki bildiklerinizin yanlış ya da eksik olduğunu anladığınızda uğradığınız moral çöküntüsünü Türkiye sinemalarında “Krakatoa: Büyük Macera” adıyla gösterilen orijinal adı “Krakatoa: East of Java” adlı sinema filmini seyrederek, bu filmin yardımıyla aştığınızı söylüyorsunuz… Dünya (Kuzey Amerika) sinemalarında 1969’da, Türkiye’de 1971’de gösterilmeye başlanan ve özel görüntü efektleri dalında Oscar ödülüne aday gösterilen bu film çok iyi bildiğiniz gibi 26 Ağustos 1883’te 36.000’den fazla insanın öldüğü yanardağ patlamasının yol açtıklarını konu alıyordu… Bu film hakkındaki kişisel izlenimlerinizi, düşüncelerinizi, yorumlarınızı, sizde bıraktığı derin izi ayrıntılı olarak anlatabilir misiniz?

Profesör Doktor Celal Şengör: Sumatra ile Java arasındaki boğazda bulunan meşhur volkanın 1883’teki büyük indifaını ve bu indifa sonucu oluşan tsunaminin çevreyi tahribini anlatan filmi Harbiye Konak Sineması’nda seyrettiğimi hatırlıyorum. Filmi izleyince orada anlatılan volkanik olayların güzelliği beni büyüledi ve ben jeolojiye devam dedim. O filmdeki yanardağ patlamasının tarihini ben filmi seyrederken çok az biliyordum. Ama filmde tabiatın muazzam gücü karşısında biz insanların gündelik sorunlarımızın ne kadar anlamsız şeyler olduğunu idrak ettim. Bu büyük doğa gücü ayrıca çok güzel manzaralar yaratıyor: Filmde yanardağın indifaı, lâv akıntıları ve volkan bombaları, muazzam tsunaminin karaya varışı gibi sahneleri seyrederken, biz insanların (hatta tüm canlıların) bu doğa gücü karşısında fiziksel olarak ne kadar aciz olduğumuzu ama aklımızla onları anlayabildiğimiz ve Kaptan Henderson gibi, bilgili olursak onlardan nasıl kurtulabileceğimizi düşündüm. Bilgi bir doğa olayını yaratmakla eşit değerdedir. Bilgili insan o doğa olayının gücünün bile ezemediği yüce bir varlıktır. Bu hisler beni tekrar jeolojiye dönmeğe ikna etti. Güzellik, yani estetik tatmin ve bilgi ve o bilginin kamçıladığı yaratıcı düşünce. Bunlar bir hayatı doldurmaya çok çok yeter diye düşündüm. Bugün de aynı düşünce içindeyim ve o filmin yapımcılarına şükran duyuyorum. Bir de Krakatoa East of Java demeselerdi film kusursuz olacaktı. Gerçi, eskiden Sumatra’ya Java Major denirdi. Acaba filmin yapımcıları bunu düşündüler mi, sanmam. Ben East of Java’nın talihsiz bir yanlışlık olduğunu düşünenlerin ne yazık ki haklı oldukları kanaatindeyim… İlginize çok teşekkür eder, saygılar sunarım.

“Krakatoa: East of Java- Krakatoa: Büyük Macera”(1969) “Dante’s Peak-Dante Yanardağı” (1997), “Volcano”(1997) sinema tarihinde yer edinen yanardağ felaketi filmlerinden sadece birkaçı…Bunlardan ilki 1883’te Endonezya’da gerçekleşen ve 36 bin kişinin öldüğü gerçek bir olaya dayanıyor.

Yüz milyon dolardan büyük bir yapım bütçesiyle gerçekleştirilen “Pompeii” (2014) “Death Race-Ölüm Yarışı” ile “Resident Evil-Ölümcül Deney”in yönetmeni Paul W.S. Anderson’ın imzasını taşıyor.

“Pompeii”nin baş rollerindeyse, Carrie –Anne Moss (“The Matrix”, “Memento-Akıl Defteri”, “Chocolat-Çikolata”), Kit Harington (“Game of Thrones” dizisi, “Silent Hill: Revelation 3D-Üç Boyutlu Sessiz Tepe: Karabasan”), Kiefer Sutherland (“24”dizisi), Adewale Akinnuoye-Agbaje (“Lost” dizisi ve “The Mummy Returns-Mumya Dönüyor”) ve Emily Browning(“Lemony Snicket’s A Series of Unfortunate Events-Talihsiz Serüvenler Dizisi”) bulunuyor.

Pompeii’nin Konusu:

İsa’dan önce 79 yılının 24 Nisanında İtalya’nın Napoli kentinin Doğu’sunda yer alan 1280 metre yüksekliğindeki Vezüv yanardağı patladı ve yakın çevresindeki sıcaklık 750 dereceye ulaşırken on binden fazla insanın ölümüne yol açtı…Bu olaydan altı yıl sonra Spartakus ve 77 arkadaşı Roma İmparatorluğu’na köle olmaya isyan ederek Vezüv Yanardağı’na sığınacaktı…Vezüv’ün Milattan sonra Aralık 1631’deki patlamasıysa altı binden fazla insanın ölümüne yol açmıştı…Vezüv’ün 1944’teki son patlamasıysa canlı yaşamına çok fazla zarar vermemiştir.

Vezüv’ün bilinen en ünlü patlaması 1834’te Edward Bulver-Lytton’ın “Pompeii’nin Son Günleri” adlı romanına konu olurken Robert Harris’in Türkiye’de Kelebek Yayınevi’nce Pınar Bilican’ın çevirisiyle basılan “Pompei” adlı romanıysa (yayın tarihi: 2003) 2007 yılında 150 milyon dolarlık bir bütçeyle beyazperdeye aktarılma aşamasına geldi;Oscar ödüllü Roman Polanski’nin yöneteceği Orlando Bloom ve Scarlett Johansson’un baş rollerini üstleneceği bu........

© Akdeniz Gerçek