Küresel Cadı Kazanı fokur fokur kaynıyor
Prince Feisal (1885-1933) : No Arab loves the desert. We love water and green trees. There is nothing in the desert and no man needs nothing.
Osmanlı Ordusu'na karşı Arap isyanını İngilizlerle birlikte yöneten Prens Faysal: Hiçbir Arap çölü sevmez. Biz suyu ve yeşil ağaçları severiz. Çölde hiçbir şey yoktur ve hiçbir insanın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.
TÜRKİYE'DE ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN KADIN SAYISI:
2008: 68
2009: 127
2010: 205
2011: 131
2012: 147
2013: 232
2014: 291
2015: 294
2016: 292
2017: 354
2018: 411
2019: 426
2020: 419
2021: 434
2022: 410
2023: 419
2024: 451
2025: 267
Gün geçmiyor ki yeni kadın cinayetleri ajans haberlerine dönüşmesin...
Boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından bıçaklanarak ağır yaralanan TBMM personeli Saliha Akkaş, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti....Saliha Ozan Akkaş, TBMM Halkla İlişkiler Binası'nda çay ocağı personeliydi. Ankara'da boşanma aşamasındaki eşi Salih Akkaş (45) tarafından boğazı bıçakla kesilen Saliha Akkaş (40) hastanedeki yaşam mücadelesini kaybetti. Olay sonrası kendisini asarak intihar eden Salih Akkaş'ın 'Eşe karşı tehdit ve hakaret' ile 'Uzaklaştırma ihlali' suçlarından kaydı olduğu ortaya çıktı. İki çocuğa sahip olan Saliha Akkaş hakkında iki kez uzaklaştırma kararı bulunan eşi Salih Akkaş tarafından 37 bıçak darbesiyle vahşice katledildi.
Aydın'da, Teslime Hanedan isimli 20 yaşındaki üniversite öğrencisi bir orman yolunda ölü bulundu. Genç kızın sevgilisi cinayet şüphesiyle gözaltına alındı.
Kadın cinayetlerini kayıt altına alan anitsayac.com sitesinin verilerine göre 2024 yılında Türkiye'de 451 kadın öldürüldü. 2025 yılında ise şu ana dek 267 kadının hayatına bir erkek tarafından son verildi.
https://anitsayac.com/
TERÖRİST BAŞI MECLİSTE Mİ KONUŞACAK?
50 bin masum insanın öldürülmesinden sorumlu PKK terör örgütünün çatı oluşumu olduğu belirtilen Kürdistan Topluluklar Birliği'nin (KCK) Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi, hükümlü PKK lideri Abdullah Öcalan'a dair "verdiği sözü tutmaya" çağırdı...PKK'nın silah bırakmasına ilişkin sürecin başında tartışılan umut hakkı konusunu yeniden gündeme getiren Karasu, "Devlet Bahçeli açıkça şunu söyledi: 'Örgütünü feshetsin, silahlı mücadeleden vazgeçsin, umut hakkı pratikleşsin.' Hatta 'Gelsin, Mecliste konuşsun' dedi... Devlet Bahçeli'nin sözünün üzerinde durması gerekiyor. Yani herkesten önce Devlet Bahçeli'nin bu konu üzerinde durarak umut hakkının pratikleşmesini, gerçekleşmesini sağlaması gerekiyor" şeklinde konuştu.Karasu, o dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bahçeli'nin bu açıklamasını önceden bildiğini öne sürerek, "Bu sadece Devlet Bahçeli'nin verdiği bir söz değildir. Devlet Bahçeli o açıklamayı Erdoğan'la anlaşarak yaptı. Yani mevcut iktidarı oluşturan ittifakın ortak görüşüdür. O zaman, şu anda devleti yöneten bu iktidarın umut hakkı konusunda gerekeni yerine getirmesi gerekiyor" dedi.
Bahçeli'nin Ekim 2024'te partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşma, PKK'nin kendini feshetmesine giden süreci başlatmıştı. O konuşmasında Bahçeli, "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın" ifadelerini kullanmıştı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları, ömür boyu hapis cezası almış kişilerin de bir gün tahliye edilmeyi bekleyebileceğine dikkat çektiği kararlarında, bu kişiler için koşullu serbestlik mekanizmalarının mevcudiyetini talep ediyor. Bu, kamuoyunda "umut hakkı" olarak biliniyor.
Karasu katıldığı Medya Haber TV yayınında, Öcalan TBMM'de konuşsa idi sürecin daha doğru anlatılabileceğini de savundu ve "Mecliste konuşmasına cesaret edemediler. Yoksa önderlik, PKK'nin feshedilmesinin, silahlı mücadelenin durdurulmasının nedenlerini daha doğru izah ederek kamuoyuna anlatabilirdi" ifadelerini kullandı.
"TBMM komisyonu ilk iş Öcalan ile görüşmeli"
"Önderlik ve hareketin süreci ilerletmekte kararlı olduğunu" söyleyen Mustafa Karasu, "Hareketimiz hem PKK'nın feshi hem silahlı mücadelenin durdurulması konusunda gerekli tutumu ortaya koymuşken, umut hakkının devreye girmemesi, Önder Apo'nun özgür ve serbest çalışır koşullara kavuşmaması gerçekten büyük bir eksikliktir. Bunun giderilmesi gerekiyor" dedi.
Mecliste, İYİ Parti dışındaki diğer siyasi partilerin katılımıyla kurulan ve "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" olarak adlandırılan komisyona da değinen Karasu, "çözümün adresi Meclis" dedi, komisyon üyelerini Öcalan ile görüşmeye çağırdı:
"Kürt sorunu, demokratikleşme söz konusuysa bunun adresi Meclistir. Bu açıdan Mecliste bir komisyonun kurulması anlamlıdır. En başta bu komisyonun önderlikle görüşmesi gerekiyor. Bu sorunun merkezinde, odağında Önder Apo var. Bu yönüyle bu komisyon gerçekten anlamlı bir çalışma yapacaksa Önder Apo ile gidip konuşması gerekir. Önder Apo ile tartışmadan, Önder Apo ile konuşmadan bu komisyonun çok işlevsel olması düşünülemez."
Komisyonun çalışma süresini eleştiren Karasu, şöyle konuştu:
"(Komisyon için) İki-üç aylık bir zamanlama ifade edilmiş. Böyle olmaz. İki-üç ayda ne çözülecek? Anlaşılıyor ki, sadece silahını bırakıp gelecek gerillanın durumu ne olacak şeklinde... Bu sorunun kaynağı var, bu sorunu ortaya çıkaran nedenler var. Kürt sorunu var, Türkiye'nin demokratikleşme sorunu var. Komisyon bunlarla ilgili olmayacaksa ne anlamı var? 'Silahların bırakılması'. Ama sorun bu değil ki! Yüzyıllık sorun bu mu? 30 tane isyan olmuş Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana. Bunun nedenleri var."
Bir istişare komisyonu niteliğinde kurulan TBMM komisyonunun yaz ayları boyunca yapacağı hazırlıkların Ekim ayında TBMM'nin açılmasıyla yasa tekliflerine dönüştürüleceği belirtiliyor.
ALMANYA'DAKİ BİR MİLYON SURİYELİ SIĞINMACI SURİYE'YE DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYOR
Suriye'de 8 Aralık 2024'te Beşar Esad'ın Moskova'ya kaçmasıyla başlayan süreç sonrasında 4 bin Suriyeli Almanya'dan ülkesine döndü. Almanya dönenlere biner euro yardım yapıyor, yol masraflarını üstleniyor. Ülkede bir milyon kadar Suriyeli sığınmacı bulunuyor.
SURİYE KÜRTLERİ : SURİYE'NİN ADINDAKİ ARAP KELİMESİ İPTAL EDİLMELİ
SDG lideri Mazlum Abdi: Suriye'nin adı değişmeli
SDG komutanı Mazlum Abdi, Suriye Arap Cumhuriyeti isminden "Arap" kelimesinin çıkarılmasını önerdi, "Bu ad Suriye'nin gerçekliğini yansıtmamaktadır" dedi.
Suriye'nin kuzeyi ve doğusundaki toprakları kontrol eden Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) komutanı Mazlum Abdi, yeni dönemde Suriye'nin isminin değişmesi gerektiğini söyledi.
Ülkenin resmi adı olan Suriye Arap Cumhuriyeti'nin ülkedeki etnik gerçekliği yansıtmadığını belirten Abdi, "Bu ad Suriye'nin gerçekliğini yansıtmamaktadır. Arap kelimesi kaldırılmalıdır. Suriye yalnızca Araplara ait değildir. Tüm gruplara aittir. Suriye'de böyle köklü değişiklikler yapılmalı" dedi.
Suriye Arap Cumhuriyeti ismi, Mısır ve Suriye'nin birleşmesiyle kurulan Birleşik Arap Cumhuriyetinin dağıldığı 1961 yılından bu yana kullanılıyor.
İstanbul merkezli Yeni Yaşam gazetesine röportaj veren Mazlum Abdi, isim değişikliğinin yanı sıra ülkede ademimerkeziyetçi bir yapı inşa edilmesi gerektiği şeklindeki görüşünü yineledi. İç savaşın sebeplerinden birinin merkeziyetçi sistem olduğunu savunan Abdi, "(Suriye) Baas rejimi dönemindeki gibi merkezi ve totaliter olmaz. Ademimerkeziyetçi bir Suriye olmalı. Suriye'deki tüm iller yerel yönetimler aracılığıyla kendilerini yönetebilmelidir" dedi.
ABD Büyükelçisi Barrack'a "tek devlet" yanıtı
Abdi, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel........
© Akdeniz Gerçek
