menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsrail-Mısır savaşına hazır mıyız?

9 0
previous day

Filistin coğrafyasındaki zeytin ağaçlarının bile İsrail ordusu tarafından yok edildiğini biliyor musunuz?

118 milyon 625 bin nüfuslu Mısır'ın ordusu Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Rusya ve Çin'den silah satın alarak bir İsrail Mısır savaşına hazırlanıyor...Ancak 7 milyon Yahudiyi barındıran İsrail'in yıllık savaş bütçesi 46,5 milyar dolarken, Mısır'ın savaş bütçesi çok minik, sadece 5,2 milyar dolar...

ABD, Mısır’a her yıl yaklaşık 1,3 milyar dolar değerinde askeri yardım sağlıyor. Bu yardım, Mısır’ın askeri kapasitesini geliştirmek ve modernizasyon projelerine destek olmak amacıyla veriliyor. Bu yardım, çoğunlukla Yabancı Askeri Finansman (FMF) programı kapsamında sağlanıyor.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi İsrail'in 7 milyon Filistinliyi Mısır'a yollamak istediğini biliyor...

İsrail Ekim 1973'te işgal ettiği Mısır toprağı Sina yarımadasını Mısır-İsrail barış anlaşmasını sağlamak için Mısır'a iade etmişti...

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi Mısır toprağı Sina yarımadasını İsrail'in tekrar işgal edeceğini tahmin ediyor...

Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bugüne İsrail ordusu yaklaşık 70.000 Filistinliyi öldürdü...İsrail'in bu denli kapsamlı bir harekat düzenlemesinin temel nedeni 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde milyonlarca Filistinliyi canından bezdirerek bölgeden başka ülkelere göç etmeye zorlamak...

300 kadar nükleer silaha sahip olduğu tahmin edilen İsrail başbakanı Netanyahu "NAKBA olayında (1948) 750.000'den fazla Filistinliyi çok uzak diyarlara sürgün / tehcir etmiştik, kovmuştuk, yollamıştık" diyor...

Netanyahu ikinci bir NAKBA'yı hedefliyor...Milyonlarca Filistinliyi Türkiye, Mısır ve Ürdün'e yollamayı Netanyahu çok istiyor...

İsrail'in ilk başbakanı olan David Ben-Gurion Irak, Suriye ve Mısır orduları olmak üzere 3 büyük Arap ordusunu ortadan kaldırmayı ve bu ülkeleri parçalamayı, bir diğer İsrail başbakanı Netanyahu 8 Ekim 2023 tarihinde Ortadoğu haritasını değiştirmeyi hayal etmişti...Ben Gurion 1955 yılında Irak, Suriye ve Mısır ordularını İsrail'in yok etmesi gerektiğini söylemişti...

Netanyahu i24News kanalında konuşurken, sunucu, İsraillilerin "vadedilmiş topraklar" olarak adlandırdığı haritanın muskasını kendisine hediye etti...Netanyahu ise bu vizyonu (Nil'den Fırat'a Büyük İsrail Projesi) gerçekleştirmek için kendisini "tarihi" ve "manevi" olarak görevlendirilmiş olarak gördüğünü belirtti.Netanyahu Büyük İsrail"i kurmak için babalarından ve dedelerinden miras aldığı "ilahi bir yetki"ye sahip olduğunu da söyledi...

Nil'den Fırat'a Büyük İsrail planına göre Batı Şeria'ya , Gazze Şeridi'ne, Ürdün Nehri'nin doğusundaki ve batısındaki topraklara, Sina Yarımadası da dahil olmak üzere Mısır'ın Nil'in doğu kıyısına kadar uzanan bölgelere İsrail ordusu Büyük İsrail'in kurulabilmesi için el koyacak...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Macron’a, İsrail’in Gazze işgal planlarının küresel güvenliği tehdit ettiğini söyledim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Erdoğan, hem ikili ilişkilerin hem de bölgesel gelişmelerin ele alındığını belirtti.

Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin Alaska ve Vaşington’daki temasları yakından takip ettiklerini ve barış çabalarına Türkiye’nin her türlü katkıyı vermeye devam edeceğini vurguladı.

Görüşmenin en önemli gündem maddelerinden birinin Gazze’de yaşanan insani felaket olduğunu söyleyen Erdoğan, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararının önemine dikkat çekti. İsrail’in Gazze’deki işgal planlarını hızlandırmasının küresel güvenliği tehdit ettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca Macron ile savunma sanayisi başta olmak üzere Türkiye-Fransa iş birliğinin geliştirilmesi konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.

2022

Aralık 2022'de Netanyahu: Erdoğan eskiden bana 6 saatte bir Hitler derdi, ilişkilerimiz iyiye gitti" demişti...

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, ABD’li gazeteci Bari Weiss'e konuk olduğu podcast programında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilişkileri üzerine açıklamalarda bulunmuştu. Erdoğan'ın her yaptığını onaylamadığını ama ilişkilerinin düzelmesinden memnun olduğunu söyleyen İsrailli lider, "Bana 6 saatte bir Hitler derdi" dedi.

Benjamin Netanyahu: "Bakın, yıllarca Erdoğan’ın en yakın arkadaşı ABD başkanı Barack Obama'ydı. Çok yakın dostlardı. Sanırım bu da Erdoğan daha fazla gazeteciyi hapse attıktan ve basitçe Türkiye’yi standartların altında bir demokrasiye çevirdikten sonra değişti. Bizim ilişkilerimiz iyiye gitti, bana eskiden her 6 saatte bir Hitler derdi…" ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Weiss'ın "Şimdi sadece her 12 saatte bir mi?" sorusuna ise "Hayır, aslında geçen gün dostça bir konuşmamız oldu ve bu yüzden mutluyum. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Erdoğan’ın her yaptığını onayladığımdan değil tabii ki, onaylamıyorum" diye yanıt verdi...

1917

Osmanlı ordusu Ruslarla, İngilizlerle, Fransızlarla, İtalyanlarla isyancı Arap aşiretleriyle ve Ermenilerle savaşırken İngiltere başbakanı Lloyd George'un dışişleri bakanı olan Arthur Balfour'un girişimiyle başlatılan Balfour Deklarasyonu , İngiliz Hükümeti'nin 1917'de Birinci Dünya Savaşı sırasında yayınladığı ve o zamanlar küçük bir azınlık Yahudi nüfusuna sahip bir Osmanlı bölgesi olan Filistin'de "Yahudi halkı için ulusal bir yurt" kurulmasını desteklediğini açıklayan bir kamuoyu bildirisiydi.Deklarasyon Yahudiler için tüm Filistin'e ve Ürdün Nehri'nin doğusu ve batısındaki topraklara uzanan bir vatan öngörüyordu...

Lord Arthur Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde uluslararası Siyonist hareketin liderlerinden olan Lord Rothschild'e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir Yahudî devleti kurulması konusunda İngiliz hükûmetinin destek vereceğini bildirmişti...

2025

İsrailli bakan Smotrich ise, Batı Şeria'yı ilhak etmek istiyor...Maliye Bakanı Bezalel Smotrich´in açıklamasının ardından, İsrail hükümeti Batı Şeria´nın tartışmalı bir bölgesinde binlerce İsrail konutunun inşasına başlamaya hazırlanıyor...İsrail'in Maliye Bakanı Smotrich bu adımın Batı ülkelerinin ‘Filistin Devleti’ kurulması çabalarına bir cevap olduğunu söylüyor.

Smotrich, tartışmalı E1 yerleşim projesinde Kudüs ile Ma'ale Adumim arasında 3000 birimden fazla konut inşa edilmesi için ihaleleri onaylamayı planladığını ifade ederken bu planın ‘bir Filistin Devleti fikrini gömdüğünü’ iddia etti.

E1 yerleşim projesi, eski ABD yönetimleri de dâhil olmak üzere, uluslararası toplumların şiddetli muhalefeti nedeniyle onlarca yıldır dondurulmuş haldeydi. Bu muhalefetin sebebi ise yeni yerleşim bölgesinin uygulanabilir komşu bir ‘Filistin Devleti’ kurulmasını engelleyeceği endişesiydi.Plan, Kudüs ve Ma'ale Adumim metropol bölgelerini birbirine bağlarken, uzun zamandır bir Filistin devletinin temeli olacağı düşünülen Beytüllahim, Doğu Kudüs ve Ramallah'ın merkezinde bitişik bir Filistin varlığı ihtimalini de ortadan kaldırıyor.İnşaat projesinin İsrail hükümetinin Yüksek Planlama Kurulundan nihai onay alması bekleniyor.

Birleşmiş Milletler Sözcüsü Stephane Dujarric BM'nin kararından geri dönmesi için İsrail'e çağrıda bulunduğunu belirtirken, "Bu, iki devletli çözüm ihtimallerini sona erdirecektir. Yerleşimler uluslararası hukuka aykırı… İşgali daha da sağlamlaştırır" dedi.

Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ise "Bu adım İsrail'in iki devletli çözümü engellemek amacıyla Filistinlilere ait topraklara el koymaya çalıştığını gösteriyor" açıklamasında bulundu.

Mısır, plana sert bir şekilde karşı çıkarken Kahire Dışişleri Bakanlığı Smotrich'in ‘aşırılıkçı açıklamalarını’ kınayarak bunların ‘İsrail sapkınlığının ve kibrinin yeni bir göstergesi’ olduğunu ilan etti...

Mısır Dışişleri Bakanlığı Smotrich'in açıklamasını, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun geçtiğimiz haftanın başında i24News kanalına verdiği röportajda açıkladığı ‘Daha Büyük İsrail’ yayılmacı vizyonuyla ilişkilendirdi.

İngiltere ve 21 uluslararası ortak, İsrail'in "E1 Projesi"ne onay kararını kınadı

İngiltere ve 21 uluslararası ortak, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini genişletecek "E1 Projesi"ne onay kararını kınayarak, bu kararın derhal geri alınması çağrısı yaptı.

Ortak açıklamada, Kudüs’ün doğusundaki E1 bölgesinde yerleşim inşaatı planlarının uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, kararın derhal geri alınması istendi. Açıklamada, projenin iki devletli çözümü zorlaştıracağı, güvenliği tehdit edeceği ve şiddeti artıracağı belirtildi. İngiltere, İsrail’in Londra Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı.

E1 Projesi ile Doğu Kudüs’ün Batı Şeria’daki Filistin topraklarının bağlantısı kesilerek, 12 bin dönümlük alanda 4 binden fazla yasa dışı konut ve otel inşa edilmesi hedefleniyor. Ortak açıklamayı Kanada, AB ve 22 ülkenin dışişleri bakanları imzaladı.

1973

Ekim 1973'teki Yom Kippur Savaşı'nda İsrail'in zafer elde etmesini sağlayan Alman Yahudisi olan ABD Dışişleri Bakanı Amerikan ordusunun tüm ağır silahlarını ve cephanesini İsrail ordusuna hava köprüsü kurarak yollamıştı...1923 Almanya doğumlu Kissinger, ailesiyle birlikte Nazi Almanya'sından kaçarak 1938'de ABD'ye yerleşmişti.20 yaşında ABD vatandaşı olan Kissinger üç yıl ABD ordusunda görev yaptıktan sonra ordunun istihbarat servisinde çalıştı.Doktorasını da yaptıktan sonra Harvard Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler dersleri verdi.1969 yılında dönemin ABD Başkanı Richard Nixon, Kissinger'ı Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadı. 1975'e kadar sürdürdüğü bu pozisyon, ABD dış politikasını belirlemede ona büyük bir yetki verdi. Kissinger, Vietnam Savaşı'nda ateşkes anlaşmasının imzalanmasındaki rolü nedeniyle 1973'te Nobel Barış Ödülü'nü kazandı...New York Times ise ödüle Nobel Savaş Ödülü adını verdi.Kissinger ödülü "alçakgönüllülükle" kabul etti ve para ödülünü çatışmada ölen Amerikan askerlerinin çocuklarına bağışladı.

Henry Kissinger "İsrail'in dış politikası yoktur, sadece iç politikası vardır!" demişti...

TÜRK HAVA KUVVETLERİ KOCATEPE SAVAŞ GEMİMİZİ YUNAN GEMİSİ ZANNEDEREK BATIRMIŞTI

1974

Yenilenme Yılları Years Of Renewal: The Concluding Volume Of His Classic Memoirs (1999) adlı kitabında Henry Kissinger Türk ordusunun Temmuz 1974'te Yunan savaş gemisi zannederek batırdığı ve 54 askerimizin hayatını kaybettiği olayı da konu almıştı...

Henry Kissinger :

“...Başbakan Ecevit’i 1957’den, Harvard’daki uluslararası bir seminerdeki öğrenciliğinden beri tanırdım. Mesleğine yazar olarak başlamıştı ve kendisini siyasetle henüz tam olarak vermemişti. O zamanlarda Paris’in edebî merkezlerinden etkilenen Avrupalı entellektüellere mahsus geleneksel sol görüşlere sahipti. Fikirleri, siyaseti meslek olarak seçmesinden sonra da önemli bir değişikliğe uğramadı. Zira, şiir ilk tutkusuydu ve siper harbini tercih eden alışılmış Türk siyasetçilerinden daha esnek ve hassas davranacağını ümid ediyordum.

Ankara’da 26 Ocak 1974'te başbakanlık görevine gelen Bülent Ecevit’in CHP'si ile liderliğini İslâmcı Necmettin Erbakan’ın yaptığı Milli Selâmet Partisi arasında kurulmuş istikrarsız bir hükümet vardı. Ecevit yola bir şair olarak çıkmıştı, Yuannides (Yunan cuntasının lideri) aslında bir polisti, Makarios ise din adamı kılığında bir Makyavelci!

...Yuannides Türkiye’nin Kıbrıs sorunundaki tavrını yanlış anladı. Bütün bunların ötesinde Türkiye adada otonom bir Türk bölgesi talebinden hiç vazgeçmedi ve 1964 ile 1967’deki rezaletleri de asla affetmedi. Watergate skandalı ile meşgul olan Amerika Birleşik Devletleri ise durumun kritik bir noktaya yaklaştığına inanmadı.

...Ecevit’in zihninde Kıbrıs’taki eski statükoyu onarmak vardı. Daha doğrusu, Türkiye’nin on yıldan fazla bir zamandan beri elde etmek için gayret gösterdiği, denize çıkışı olan bir Türk bölgesi hedefini güç veya baskı kullanarak gerçekleştirebilecek fırsatı yakalamıştı. Başkan Nixon, Watergate skandalı yüzünden resmen suçlanmanın eşiğindeydi, Kıbrıs yönetimi hiçbir devlet tarafından tanınmamıştı, Yunan cuntası ise uluslararası bir parya halindeydi. Ecevit, karşı koyulması imkânsız olan bütün bu şartların oluşturduğu bir ortam buldu”.

Kissinger, Kocatepe muhribinin batışından hemen önce, 21 Temmuz 1974’te Bülent Ecevit ile yaptığı çok önemli bir telefon konuşmasının metnini de yayınlamıştı.

Askerî makamlar tarafından yanlış bilgilendirildiği açıkça belli olan Ecevit bazı Yunan savaş gemilerine NATO karargâhında Türkçe öğrenmiş personelin yerleştirilip Türk bayrağı çekildiğini ve bu gemilerin batırılacağını söylüyor, biran önce ateşkes ilân edilmesini isteyen Kissinger ise alaycı bir üslûpla “Türkçe konuşulan bir gemiyi batırdığı için Türkiye’yi kimse suçlamaz” cevabını veriyordu.

* ECEVİT: Bir sorunumuz var. Yunanistan’ın inanılırlığından şüpheliyiz. Yuannides’in şeref sözü, bir oyundan ibaret. Sözlerinin gerisindeki oyunu şimdi anladık. Yunan bayrağı taşıyan her gemiye ateş açabileceğimizi söylüyor ama Yunan gemileri Türk bayrağı çekiyorlar!

* KISSINGER: Eh, kendi gemilerinizi batırırsanız sizi hiç kimse suçlayamaz.

* ECEVİT: Hayır Dr. Kissinger, onlar bizim gemilerimiz değil. Onlar, Yunan gemileri. Türk bayrağı çekmiş Yunan gemileri...

* KISSINGER: Evet bay başbakan, eğer bunlar hakikaten Türk bayrağı çekmiş Yunan gemileri ise batırabilirsiniz.

* ECEVİT: İki çeşit hile yapıyorlar. Biz NATO müttefikiyiz ve Türk pilotlar kodumuzu biliyorlar. Onlar, yani Türk bayrağı çekilmiş Yunan gemileri Türkçe konuşuyorlar; pilotlarımızla Türkçe ve bizim kod kelimelerimizi kullanarak temas kuruyorlar. Yunanistan’ın sözlerine daha fazla itimad edemeyiz.

* KISSINGER: Tam olarak istediğiniz nedir? Sizin zeki bir........

© Akdeniz Gerçek