menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dünyanın en büyük yalan fabrikası hangi ülkede kurulmuştu?

28 1
03.09.2025

1 Eylül 1939'da İkinci Dünya Savaşı başlamıştı...

Avrupada 60 milyondan fazla insanın öldürülmesinden sorumlu Nazi Almanyasının en karanlık sırlarını konu alan en çarpıcı, en bilgilendirici TV ya da sinema filmleri arasında en dikkat çekici olanlar:

"Jud Süss - Film ohne Gewissen-Jew Suss: Rise and Fall" " (yönetmeni: 1959 doğumlu Oskar Roehler; filmin ilk gösterim tarihi : 2010; yapım bütçesi: 30 milyon Euro) ilk kez Venedik Film Festivali'nde 8 Eylül 1940'da gösterime sunulan "Jud Süß" Nazi cellatlar daha çok Yahudiyi, daha büyük nefretle, daha büyük hırsla, daha büyük istekle, daha büyük şevkle öldürsün amacıyla üretilmiş bir propaganda filmiydi...

"Jud Süß" Naziler tarafından Avrupada 20 milyonu Alman, en az 40 milyon seyirciye ulaştırıldı...Film 1738'de Stuttgart'da bir Yahudinin serüvenlerini konu alır...Yahudi düşmanlığında bir zirve olan "Jud Süß" Shakespeare'in "Venedik Tefecisi"nden daha olumsuz bir Yahudi karakter sunar...Leni Riefenstahl o dönemde Hitler'in en gözde yönetmeni olmasına rağmen beyazperde aracılığıyla kin ve nefret yayan bu film projesini yönetmeyi kabul etmemiştir...

Alman oyuncu Ferdinand Marian fiziksel olarak Hollywood yıldızı Errol Flynn'a çok benziyordu...Ferdinand Marian kadınlar arasında en az Errol Flynn ve Joachim Gottschalk (Almanyanın Clark Gable'ı Yahudiyle evliydi, Nazilerin baskılarına dayanamayan karı koca 1941'de tek çocuklarını öldürerek intihar etti...Alman kadınları Gottschalk'ın ölümünü öğrenince uzun süre yas tuttu.Naziler Gottschalk'ın intihar ettiğini halktan gizledi...) kadar gözdeydi, popülerdi, Rudolph Valentino gibi çok arzulanan erkekti...

Ferdinand Marian Berlin'de çekimleri yapılan "Jud Süß"te filmin Şeytani Yahudi karakterini canlandırdı... Eylül 1940'ta Marian'a Roma-Casablanca uçak yolculuğu artı Casablanca'dan New York'a gemi yolculuğuyla Yahudi eşiyle birlikte Almanya'dan kaçma olanağı sunulmuş, aşırı derecede seks ve alkol bağımlısı Marian ne yazık ki bu fırsatı değerlendirmemiştir...

Amcası Veit Harlan olan Alman Christiane ile 1958'deki evliliği Yahudi asıllı Stanley Kubrick'te herhalde pek çok travmaya yol açmıştı...Bu evlilik yaklaşık 42 yıl sürdü...Kubrick 1976'dan 1993'e kadar Holocaust projesi üzerinde çalıştı....The Destruction of the European Jews (Raul Hilberg) ve Wartime Lies (romanın yazarı: Louis Begley) gibi kitaplar bu projesinin temelini oluşturdu...Bu projesinde baş rollerde Johanna ter Steege ve Joseph Mazzello'yu oyuncu olarak kullanmak istedi...Projeye "Aryan Papers" adını verdi...Almanların ve işbirlikçilerinin daha çok Yahudi öldürmesini motive etmek için üretilen filmin senaryo yazarı ve yönetmeni olan Veit Harlan Kubrick'in eşi Christiane'nin amcasıydı...Film, Yahudileri katletmek için özel eğitim alan cellatlar için özel olarak hazırlanmıştı... Yahudileri tecavüzcü, hırsız, yağmacı, talancı, tefeci, rüşvetçi, Şeytani birer canavar olarak gösteren, Yahudilerle ilgili tüm önyargıları senaryosuna taşıyan, adeta tıka basa dolduran, Holocaust'u teşvik eden Jud Süß- Jew Süss (1940) Veit Harlan'ın en ünlü filmiydi...Hitler'in yardımcıları Joseph Goebbels ve Heinrich Himmler bu filmi Alman halkının Yahudileri öldürürken daha fazla kin ve nefret dolu olması için kullanmıştır...Nazi Almanyasında 20 milyondan fazla bilet kesen bir filmdir bu...

Hitler'in ekibi imha edilecek Yahudilerin listesini de çıkardı: İngiltere 330.000; Türkiye 55.000; İspanya 6.000; İsviçre 18.000 ; Romanya 342.000; Portekiz 3000; Hırvatistan 40.000; İrlanda 4000; İtalya 58.000; Ukrayna 2.994.504; Sovyetler 5.000.000; Sırbistan 10.000; Bulgaristan 48.000 ; Finlandiya 2.300 ; Toplam 11.000.000

Hitler 1930'larda 11 milyon Yahudiyi Madagascar'a ve Sovyetlerin uzak topraklarına sürgün etmek istiyordu...1940'lardaysa onları, kronik hastaları, engellileri, zeka özürlüleri, Slavları, eşcinselleri, Yehova şahitlerini, muhalifleri, Komünistleri, sosyal demokratları, Çingeneleri gerekirse sabun yaparak imha etmeye karar verdi...

İstanbul'daki Nazileri de ziyaret eden Nazi Propaganda bakanı Joseph Goebbels "Jud Süß" Nazi Almanyasının "Potemkin Zırhlısı" filmidir" diyecekti...En ünlü İtalyan film eleştirmeni ve yönetmeni Michelangelo Antonioni "Jud Süß" hayranıydı...

"Goebbels and the Führer-Führer und Verführer" (yönetmeni: 1959 doğumlu Joachim Lang; filmin gösterim tarihi: 2024; Tarih danışmanları: Peter Longerich ve Thomas Weber; Fritz Karl Adolf Hitler rolündeydi) Hitler'in yakın çevresindeki pek çok kişi İngiltere, Fransa, ABD ve Rusya'yla savaşın Almanya için felaket olacağını defalarca dile getirdi...Generaller, Hava Kuvvetleri Komutanı Göring, Propaganda Bakanı Joseph Goebbels ve eşi Magda Hitler'i İngiltere, Fransa, ABD ve Rusya'ya savaş açmaktan vazgeçiremedi...

Hitler Rusya'ta saldırmaya sekiz ay önce Ekim 1940'ta karar verdi...Hitler "4 ayda Rusya'yı tümüyle teslim alırız" dedi...1941 sonunda Alman ordusunun generalleri Rusya'yı teslim alamayacaklarını fark etmişlerdi...

Dünyanın en büyük yalan fabrikasının (Nazi Propaganda Bakanlığı'nın) kurucusu Joseph Goebbels'in 1935 doğumlu oğlu Helmut bile Hitler'e bizzat "Almanya, hem Doğu'da hem Batı'da çok çeşitli ülkelerle savaşırsa yenilir, savaşı kazanamaz" dedi...

Magda Goebbels "Başkalarının çocuklarını ölüme yollayan Frederick the Great ve Hitler'in çocuklarının olmadığını" da eşine hatırlatmıştı...

Hitler'in hayranlık duyduğu Frederick the Great (1712-1786) döneminde herkes savaşmaktan bıkmıştı, çok asker kaçağı vardı, askere almak için evler basılır ve adeta erkekler kaçırılarak, zorla askere alınırdı...

Hitler "Nazi Almanyasının en büyük düşmanı basın özgürlüğüdür...Basın özgürlüğünün en küçük zerresi bile devletimize karşı en ölümcül tehdittir" dedi...

Propaganda bakanı Joseph Goebbels daima çok eşli bir hayat sürdü, Magda'dan boşanıp, Çekoslovak film yıldızı Lída Baarová ile evlenmek istedi...Hitler Joseph Goebbels'i ölümle tehdit ederek boşanmaktan vazgeçirdi...Hitler "Almanya'nın en ünlü evli çifti boşanırsa Alman halkının morali bozulur, neşesi kaçar...Mutlu çift rolüne ikinizde devam etmek zorundasınız" dedi...

Joseph Goebbels için anlatılan bir fıkra şöyledir: "Napoleon'un Joseph Goebbels'i olsaydı Haziran 1815'te Waterloo savaşını kaybettiğini kimse öğrenemezdi."

Goebbels, 13 Nisan 1939 günü İstanbul’a geldi. Dr. Goebbels’i İstanbul Vali Vekili Hüdai Bey ve bir grup Nazi karşıladı. Bu ziyaret, propaganda niteliği taşıyordu. Nazi taraftarlarının içinde, sadece İstanbul’da olan Almanlar değil Türkler de vardı. Goebbels İstanbul ziyaretinde Beyoğlu’ndaki Alman Kulübü Teutonia’da bir konferans verdi.

Goebbels, İstanbul’da Ayasofya’yı, müzeleri ve Kapalıçarşı’yı ziyaret etti hatta bu kısa ziyaretinde Safiye Ayla’yı da dinlemeye gitti. Bu ziyaretten birkaç yıl önce Alman Tanıtma Bakanı Dr. Goebbels’in Nürnberg’de yapılan bir Nazi kongresinde “Nazi ilkeleri Polonya’da, Avusturya’da, Bulgaristan’da, Sırbistan’da ve Türkiye’de başarıyla gelişiyor” demesi, Türk gazetelerinde hakaret ve küfürlerin bolca kullanıldığı polemiğe dönüştü...

Atatürk taraflara “Bıraksınlar bu kavgayı!” diye haber gönderdi. Atatürk, Ulus Başyazarı Falih Rıfkı Atay’ı çağırarak bu konuda bir yazı yazmasını istedi. 26 Ekim 1937’de Ulus’ta yayımlanan yazı, Atatürk’ün Atay’a birtakım direktifler, emirler verdiğinin kanıtıdır... Atay, “Türkiye, ne sağ ne solda, fakat daima kendi yolunda olacaktır” dedi...Yani "Türkiye Tarafsız ülke olmayı milli menfaatlerine daha uygun görmekteydi!"

ABD, İngiltere ve Rusya'nın talebi üzerine 23 Şubat 1945'te Türkiye, Nazi Almanyası ve Japon İmparatorluğu'na savaş ilan etti. Savaş ilanı, Başbakan Şükrü Saracoğlu'nun özel bir oturumda yaptığı konuşmada önerildi. Mecliste oybirliğiyle kabul edilen karar ertesi gün Resmî Gazete'de yayımlandı.

1926 ile 1944 yılları arasında, İstanbul’da çıkan “Türkische Post” isimli Alman gazetesi Türkiye’yi “Almanya için sadık bir dost, silah arkadaşı, kaderleri ile amaçları aynı olan iki ülke” olarak niteleyerek kendi tarafına çekmek için propaganda yayınları yapıyordu.Almanya'ya savaş açan Türkiye bu gazeteyi aynı gün kapattı...

Hitler, 50. doğum yılı kutlamalarında TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve Siirt mebusu Mahmut Soydan’a, Atatürk’e hayran olduğunu ve Türkiye’yi örnek aldığını söyledi. Hitler, “Asrın en büyük adamı Atatürk'tür...Atatürk Büyük bir kahraman ve dahidir... Türkiye’ye ve Türk milletine karşı hürmet ve muhabbetim çok büyüktür. Zira haksızlığa karşı isyan ederek silaha sarılmak ve düşman ordularını yurdundan kovma konusunda Almanya'ya ilk örnek 24 Temmuz 1923 tarihli Lausanne mukavelesiyle Türkiye olmuştur. 1918'de Almanya ve Türkiye aynı zamanda ve aynı derecede çökmüşlerdi. Türkiye kutsal bir hamleyle ilk ayağa kalkan oldu...Bu sonuç, Almanya’nın kurtuluşu için başlattığımız milli hareketin mutlu bir sonuç vereceği hakkında bize derin umutlar vermiştir. Türkiye’de doğan ve parlayan yıldız bize yolu gösteriyordu” dedi.

Adolf Hitler'in 50. doğum günü 20 Nisan 1939 Perşembe günü ve gecesi Nazi Almanyası'nda ulusal bayram olarak kutlandı. Propaganda Bakanı Joseph Goebbels, Berlin'de düzenlenen etkinliklerin Hitler'in kendisine odaklanan cömert bir gösteri olmasını sağladı. Festivaller, 50.000 Alman askerinin yer aldığı bir askeri geçit töreni ve 162 Luftwaffe uçağının katıldığı bir askeri geçit törenini içeriyordu. Geçit töreni Nazi Almanyası'nın askeri yeteneklerini Almanyanın rakiplerine gözdağı vermek için tasarlandı. Geçit töreni dört saatten fazla sürdü ve birkaç yüz bin seyirci vardı.

"Albert Speer & Hitler: The Devil's Architect-Speer und Er" (2005; 270 dakika uzunluğunda; yönetmeni: 1942 doğumlu: Heinrich Breloer; Tobias Moretti Adolf Hitler rolündeydi) Hitler'in en güvendiği savaş sanayi bakanı yaklaşık 20 Avrupa ülkesinden 12 milyon köle işçiyi silah zoruyla çalıştırarak Alman ordusu için kitle imha silahı üretti ve savaşın en az üç yıl uzamasına neden........

© Akdeniz Gerçek