Köy Enstitüleri elbette açılabilir
Türk eğitim sisteminde devrim niteliği taşıyan Köy Enstitülerinin 85. kuruluş yıl dönümü geçen hafta kutlandı. Bu vesileyle düzenlenen toplantılarda, yapılan açıklamalarda, Türkiye'de uygulanan eğitim müfredatları ve ders programlarının Köy Enstitüleri zamanının çok gerisinde kaldığı belirtildi. "Köy Enstitüleri, sadece uygulanmış olduğu kısa dönem (1940-1954) içinde değil, eğitim sistemimizin tarihsel bütünlüğü içerisinde iz bırakmış en önemli kurumdur" denildi. Cumhuriyetimizin çağdaş uygarlık yolunda ilerlemesi için kaçırılan büyük bir fırsat olduğu kaydedildi.
Enstitülerin kapatılması ile Anadolu'nun en önemli Aydınlanma projesinin ortadan kaldırıldığı vurgulandı Köy Enstitüsü ruhunu bugün yakalamanın ancak çağdaş, demokratik, bilimsel ve laik eğitim yönteminin, eğitim sistemimizin her aşamasına uygulayarak mümkün olabileceği belirtildi. Enstitülerin felsefesi, heyecan ve ruhunu okullarda yaşatmanın ve tüm yurtta aydınlatmanın ateşine yeniden yakmanın amaçlandığı ifade edildi. "Asıl mesele, Köy Enstitülerinin eğitim felsefesini ve ruhunu yeniden inşa edebilmekte" denildi.
Enstitü çıkışlıların eğitim anlayışının yeni arayışlarla günümüze taşınması ve Cumhuriyet'in bu aydınlanmacı eğitim modeline sahip çıkılması hedefler arasında gösterildi. Köy Enstitülerinin taşıdığı tarihi mirasın, çağdaş bir eğitim anlayışıyla yeniden gün yüzüne çıkarmanın önemi vurgulandı.
Bu görüşleri dikkate alarak Enstitülerin önemini her vesile ile dile getiren değerli dostum emekli öğretmen Ayşegül Barçın'a sordum: "Köy Enstitüleri yine açılabilir mi?" Heyecanla verdiği yanıt şöyle:
."Köy Enstitüleri elbette açılabilir. Köy enstütüsü uzantılı Aydın Ortaklar Öğretmen Lisesi mezunuyum. Yaparak yaşayarak öğrendiğimiz bu okullarda tüm öğrenciler eşit ve karma eğitim idi. Beni ben yapan bu lisede aldığım eğitimdir. Köy enstitüleri de fırsat eşitliği sağlamak ve her alanda bilgi........
© Akdeniz Gerçek
