Bıçak kemikte
"Siyaset halka kulak vermeli" başlığı ile geçen hafta bu köşede yayınlanan yazıma EYT emeklisi bir kadın yurttaş yorumda bulundu: " Bir başlık koyacak olan ben olsaydım Bıçak Kemikte koyardım”. Kendisine sordum. "Neden bıçak kemikte?"" Geçim derdi, haksızlıklar, adaletin iktidarın arka bahçesinde oyun alanı olması. Kadın cinayetleri, çocuk işçiler, orman yangınları, hayvan katliamları, insanları şiddete yönlendirmek için, kışkırtmak için gösterilen çaba.." diye yanıt verdi.
EYT emeklisi kadın yurttaşımızın bıçağın neden kemiğe dayandığına ilişkin sıraladıkları düşündürücü. Her biri ülke gündemindeki önde gelen sorunlardan. Aynı soruya siz ne yanıt verirdiniz?
Gerçekten bıçak kemiğe dayandı. Yurttaşların çektikleri sıkıntılar, yaşadıkları sorunlar dayanılmaz boyutta. Katlanılamaz durumda. Sıkıntılar, sorunlar had safhada. Sabır tükenmiş durumda. Dar gelirli, insanların emeklilerin,emekçilerin canları da, ormanlar gibi yanıyor.
Yurttaşımız yazdıkları ünlü şairimiz Hasan Hüseyin Korkmazgil'in "BIÇAK KEMİKTE" şiirini anımsattı. Şiir şöyle:
"Eti geçti, / Duydun mu? / Bıçak kemikte!/ Duymadıysan duy artık/ Behey Allah’ın kulu/ Bıçak kemikte/ Duy da silkin n'olursun/ Bu, ne biçim uyku bu/ Bıçak kemikte! /Verilmemiş alınmış hep,/ yük vurulmuş dağlar gibi-insanlık bu mu?/ Çalıyor sömürünün imdat çanları,/ kımılda da kurtar şu onurunu/ bıçak kemikte./ Topraksa paylaşılmış kıyılarsa/ yağmalanmış,/umut hacizde,/ ya bu neyin........
© Akdeniz Gerçek
