FİZİKSEL AKTİVİTE VE SAĞLIK
Günlük yaşamda iskelet kaslarını ve eklemleri kullanarak yapılan, enerji tüketimi ile gerçekleşen, kalp ve solunum hızını artıran, farklı düzeylerde yorgunlukla sonuçlanan hareketler fiziksel aktivite; düzenli ve tekrarlı olarak yapılan fiziksel aktiviteler ise egzersiz olarak tanımlanmaktadır. Bu metinde fiziksel aktivite ve egzersiz kavramları aynı anlamda kullanılacaktır. Sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik halinin olmasıdır.
Modern tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat (M.Ö. 460-377), hareketsizliğe bağlı olarak kasların, bağların ve kemiklerin zayıfladığını, şayet egzersiz yapılırsa bu yapıların güçleneceğini fark etmiş ve hastalarında tedavi edici egzersizleri kullanmıştır. Galen (M.S.129-216), orta şiddetteki egzersizlerin vücudu güçlendirdiğini, vücut ısısını artırdığını, cilt gözeneklerinin açılmasını sağladığını ve ruhsal iyilik halinin ortaya çıktığını gözlemlemiştir. Nicolas Andry 1723 yılında, egzersiz hareketlerini kas – iskelet sistemiyle ilişkilendiren ilk bilim adamı olmuş ve egzersizlerin birçok vücut zayıflıklarının giderilmesinde tedavi aracı olarak kullanılabileceğini öne sürmüştür. 1800’lü yıllarda İsveçli Per Henrik Ling, jimnastik hareketi akımını başlatarak fiziksel egzersizlerin tüm dünyaya yayılmasında ciddi katkılar sağlamış, zaman içinde jimnastik hareketleri okullara ders olarak konmuş ve kronik hastalıkların tedavisinde de kullanılmaya başlamıştır.
Fiziksel olarak hareketsiz (inaktif) bir yaşam tarzı bireysel ve toplumsal açıdan dünya çapında ciddi bir halk sağlığı sorunu olup, ölüm nedenleri arasında dördüncü sırada yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki insanların `-85’i hareketsiz bir yaşam tarzı sürdürmektedir. Dünya çapında her yıl ortalama olarak 5 milyon 300 bin insan fiziksel hareketsizlik nedeniyle ölümü erken yaşamaktadır. Toplumlardaki fiziksel hareketsizlik oranı kadar azaltılırsa, her yıl ortalama olarak 500 bin insan erken ölümden kurtulacaktır. Kalp hastalıklarının 6’sı, osteoporozun '’si, inme (felç), tip-2 diyabet ve kalın bağırsak kanserlerinin ’si, meme kanserlerinin ’i fiziksel hareketsizlikten kaynaklanmaktadır.
Yeni teknolojiler, ulaşım araçları ve iletişim alanında ortaya çıkan gelişim ve değişimler bireylerin ve toplumların yaşamını kolaylaştırırken, beraberinde hareketsizliği de getirmiş olup, her yaş grubundan pek çok kişi saatlerce bilgisayar başında, televizyon karşısında ve ellerindeki cep telefonları ile saatlerce arkadaşlık eder hale gelmiş ve hareket etmeyi unutmuş gibidir. Bunun sonucu olarak da birçok ailevi, sosyal, kültürel, ekonomik, hastalık ve sağlık sorunları da beraberinde gelmiş; bazı alanlarda yaşam kalitesi artarken bazı alanlarda da azalmıştır.
Fiziksel aktivite denilince ilk akla gelen yürüme hareketidir. Yürümenin amacı, vücudu istenilen hızda ve doğrultuda farklı yönlerde hareket ettirmektir. Bu hareketler sırasında ilgili uzuvlardaki eklemleri, kasları, tendonları ve bağları aktif olarak kullanırız. Başlıca fiziksel aktivite yöntemleri arasında, yürüme, koşma, çömelip kalkma, boyun ve bel hareketleri yapma, bisiklet binme, yüzme ve bahçe işleri ile uğraşma yer almaktadır.
Düzenli olarak yapılan fiziksel aktivitelerin sağlık üzerinde koruyucu, iyileştirici ve yaşam kalitesini artırıcı etkisinin olduğu, hareketsizlikten kaynaklanan erken ölümleri azalttığı, epidemiyolojik, klinik ve fizyolojik çalışmalarla kanıtlanmıştır. Fiziksel aktiviteler ciddi emek, zaman, özel çaba ve ekonomik harcama gerektirmez. Sermayesi, düşünmek ve düşündüğünü belli bir program çerçevesinde yapmaktır. Dünya Sağlık Örgütü, yetişkinler için haftada en az........
© Akdeniz Gerçek
