14 MART TIP BAYRAMI
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun ardından sağlık alanında önemli reformlar gerçekleştirmiştir. Ancak, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte, sosyal devlet anlayışının temel unsurlarından biri olan sağlık hizmetleri, ticari bir yapıya dönüşmüştür. Hastalar, müşteri olarak değerlendirilmiş; hekim-hasta ilişkisi zayıflamış ve süreç giderek mekanikleşmiştir. Bunun yanı sıra, 200 bini aşkın hekimin omuzlarında yükselen sağlık sistemimizde, hekimlerin karşılaştığı sorunlar giderek büyümüş; bu durum, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasına yol açmıştır. Hekimlere yönelik saldırılar olağan hale gelmiş ve ne yazık ki can kayıpları yaşanmıştır.
Farklı sağlık kuruluşlarında görev yapan hekimlerin, ortak sorunlarına çözüm üretme gücü ve birlikteliği zayıflamış; bu süreçte Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) yetersiz kalması, hekimleri sendikal örgütlenmelere yönlendirmiştir. Ancak bu girişimler birlik yerine bölünmüşlüğü beraberinde getirmiştir.
Sosyalizasyon modelinden vazgeçilerek oluşturulan Aile Hekimliği Sistemi, aile hekimlerini küçük işletmelerin hizmet sunucusu konumuna getirmiştir. Kamuya ait yeterli bina inşa edilememesi nedeniyle, aile sağlığı merkezleri genellikle apartman dairelerinde hizmet vermek zorunda kalmıştır. Yürürlüğe konulan yönetmeliklerle, hekimlerin sahip olduğu yasal yetkiler kısıtlanmış; reçeteye yazılabilecek ilaçlar dahi belirli sınırlamalara tabi tutulmuştur.........
© Akdeniz Gerçek
