Dijital Dünyada Kayıp Nesiller
Biz Âdem nesli, her çağda kendimizi farklı biçimlerde tutsak ettik. Kimimiz zincire vuruldu, kimimiz ideolojiye, kimimiz alışkanlıklara… Ama hiçbiri bu kadar sessiz, bu kadar görünmez, bu kadar kabul görmüş bir esaret biçimi değildi.
Dijital bağımlılık.
Bugün sabah gözünü açan bir bireyin ilk yaptığı şeyin telefonuna bakmak olması tesadüf değil. Uyandıktan sonra ilk dokunduğumuz nesne artık yastık değil, ekran. Saniyeler içinde WhatsApp’tan gelen mesajları, Instagram’da kim ne yapmış, TikTok’ta hangi video viral olmuş diye kontrol etmeye başlıyoruz. Gözlerimiz daha tam açılmadan bile beyin, dijital dünyanın sonsuz akışına dalmış oluyor.
Bir Bağımlılığın Evrimi: 2000’lerden Bugüne…
İlk akıllı telefonlar 2007’de hayatımıza girdi. Başlangıçta bir kolaylıktı. Haritalar elimizin altındaydı, mail kontrolü anlık yapılabiliyordu, arkadaşlarımızla anında bağlantı kurabiliyorduk. Fakat teknoloji ilerledikçe kullanım da "ihtiyaçtan" çıkıp bir "alışkanlığa", sonra da bir "bağımlılığa" dönüştü.
Artık iş yerlerinde, okullarda, evlerde insanlar birbiriyle değil, cihazlarıyla konuşuyor. Aile sofraları sessiz, çünkü herkesin elinde bir ekran var. Çocuklar oyun parkında değil, tablet başında büyüyor. Gençler romantik ilişkilerini yüz yüze değil, emoji ve GIF’lerle kuruyor ve tüm bu tabloyu normal kabul ediyoruz.
Dijital bağımlılık yalnızca zamanımızı değil,........
© Akasyam
