Batı’nın Türkiye’deki son duruma bakış süreci
“Batı” derken en baştan iki açıdan ikiye ayırmak lazım: 1) ABD ve Avrupa/AB; 2) Batılı devletler ve Batılı basın.
Böyle ilerleyelim ve İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasından ve 23’ünde tutuklanmasından bu yana durumun gelişmesini görelim.
Genel görünüm: Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin güçlü bir tepki ortaya koyamadığı konuşuluyor .
***
ABD, malum, Trump yönetimi altına girdiğinden bu yana ‘ne yapsa yeridir, ne etse beklenir’ pozisyonunda. Bu arada, tabii, insan hakları konusunda kendini iyice devreden çıkarmış vaziyette.
Diğer yandan Ukrayna olayı, özellikle de Trump’ın "ABD, Avrupa'yı Rusya'dan korumak için sonsuza kadar orada olmayabilir" diye ilan edip parayı kesmesinden sonra Avrupa’yı güvenlik endişesi içine sokmuş durumda. Bu da “NATO”nun ikinci en büyük ordusuna sahip” Türkiye’nin birdenbire pek önemli sayılmasına yol açtı. “Mültecileri salıveririm haaa!”ya şimdi bu da eklendi.
Nitekim, German Marshall Fund düşünce kuruluşunun yaptığı açıklama bu durumu yansıtıyor: “Trump yönetiminin gelişi adeta 'itici bir güç' etkisi yarattı ve Avrupa'nın önceliklerini netleştirdi. Savunmayı daha ciddi ve daha özerk bir şekilde ele alan Avrupa'nın İngiltere, Norveç ve Türkiye gibi yeni aktörleri de tabloya dahil etmek isteyeceği açıktır" .
***
Önce, doğrudan ABD’ye bakalım. Amerikan istihbarat ve savunma çevrelerine strateji üreten ve yarı-resmî bir görünüm sunan Rand Corporation 21 Mart’ta gazetelere düşen raporunda Batı'nın Türkiye’yle “ideolojik değil pragmatik” bir ilişki kurmasının daha yararlı olacağını şöyle ifade etmekteydi:
“Türkiye ideal bir müttefik değil, fakat bugünün jeopolitik ortamında ideal müttefikler, NATO'nun sahip olabileceği bir lüks değil. Ankara’nın demokratik gerilemesi, insan hakları ihlalleri doğursa ve Rusya’yla yakınlaşması gerilim yaratsa da Türkiye, Rus saldırganlığına karşı koymada, Suriye’yi istikrara kavuşturmada ve NATO’nun küresel erişimini genişletmede 'kritik bir oyuncu' olmaya devam ediyor” .
Yine de ABD Dışişleri Sözcüsü, 21 Mart’taki demecinde diplomat ihtiyatkarlığını koruyordu: "Bu süreçteki her gelişme hakkında yorum yapmayacağız; ancak şunu net bir şekilde ifade etmek isterim: Türkiye’nin, tam bir şeffaflık içinde, adil ve........© Agos
